10 Temmuz 2025 Perşembe

İlham Veren Kadınlar: Cansu Canca

 

Yapay zeka dünyasında erkeklere meydan okuyor

Felsefe eğitimi alan ve sonrasında yapay zeka etiğine yönelen Cansu Canca Northeastern Üniversitesi’nde AI Ethics Lab’ın kurucusu ve direktörü: “Bizimle dünya arasında artık sürekli bir arayüz var. Ve bu arayüz sürekli bir şeyleri değerlendiriyor”
(Fotoğraf: Matt Modoono/Northeastern University)
(Fotoğraf: Matt Modoono/Northeastern University)

Cansu Canca bir filozof. Aynı zamanda yapay zeka üzerine uzmanlaşmış ilk girişimlerden biri olan AI Ethics Lab’ın kurucusu ve direktörü. Institute for Experiential AI’da sorumlu yapay zeka uygulamaları direktörü ve Northeastern Üniversitesi’nde felsefe araştırma doçenti. Bilgisayar bilimcileri ve filozoflardan oluşan ekibiyle birlikte, yapay zeka inovasyonuna etik entegrasyonu ve organizasyonlar için sorumlu yapay zeka stratejisi uygulaması konusunda araştırmaya dayalı danışmanlık yapıyor. Oldukça havalı bir işi var.

Daha önce Hong Kong Üniversitesi’nde öğretim üyesi ve Harvard Hukuk Fakültesi, Harvard Halk Sağlığı Okulu, Singapur Ulusal Üniversitesi, Osaka Üniversitesi ve Dünya Sağlık Örgütü’nde etik araştırmacısı olarak etik ve sağlık alanlarında kapsamlı çalışmalar yürüten Canca, özellikle yapay zeka etiği üzerine çalışıyor.

Lisansı 3 yılda bitirdi

Boston’da yaşayan Canca’yla Zoom üzerinden görüştüm. Karşımda cıvıl cıvıl bir genç kadın var. İstanbul’da Çırağan’da büyümüş. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki felsefe eğitiminden sonra yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamlamış. “Aslında çok belirgin bir planla ilerlemedim kariyer olarak. Lisansımı 3 senede bitirdim. Bu yüzden master’dan devam ettim” diyor.

Felsefe eğitimi onu uygulamalı etik üzerine çalışmaya yönlendirmiş. Sınırlı kaynakların nasıl dağıtılması gerektiği, ötanazi hakkının olup olmaması gibi sorular kafasında canlanmaya başlamış ve yüksek lisans tezini ötenazi üzerine yapmış Cansu Canca. Tezini yazarken de araştırmaya Japonya’ya gitmiş. “Neden, orada daha mı yaygın ötenazi” sorusunu şöyle cevaplıyor, “Hayır aslında hiç değil. Ama ötanazi tartışması, intihar tartışması ile çok yakın bağlantılı ve Japonya’da intiharla ilgili farklı bir kültür var. Egoist sebeplerden değil sosyal sebeplerden. Mesela aileye utanç getirmek intihar sebebi. Ötanazide de hep bu soru vardır. İntihara benzer bir şey mi bu yoksa bir nevi daha fazla acı çekmemek için gerçeği kabul etmek mi? Osaka Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde altı ay bu araştırmayı yaptım.” Doktorasını Singapur’da organ nakli üzerine yapan Cansu Canca, doktora sonrasında da Harvard Hukuk Fakültesi’ne doktora sonrası çalışması için girmiş. Elbette etik üzerine çalışmaya devam ederek… Hong Kong Tıp Fakültesi’nde tıp etiği programını hazırlarken de artık yapay zeka konusunun içinde bulmuş kendini. Tam da bu sıralarda işin içine hızlıca yapay zeka kullanan sistemler dahil olmaya başlamış. Bu da Canca’nın kariyerinin dönüm noktalarından biri.

Yapay zekanın sağlık sektörüne dahil olması ne anlama geliyor? Canca başlıyor anlatmaya: “Hem hastaneler hem de doktorlar yapay zekalı sistemleri kullanarak karar vermeye başladılar. Ama sistemin nasıl karar verdiğini bilmiyoruz. Sistemi şöyle düşünün, mesela siz bütün hastalarla ilgili verileri veriyorsunuz, diyorsunuz ki öncelik kime verilsin? Kim daha hasta? Kimin daha acil yardıma ihtiyacı var? Aynı hastalığın nüksetme oranı veya hastanın tamamen iyileşme oranı ne kadar yüksek? Bunlar için yapay zekayla projeksiyon yapılıyor.”

İşin felsefe yönü daha ağırlıklı gidiyor

Peki burada etik nerede devreye giriyor? “Bu tahminlerin yapılabilmesi için hangi verileri seçtiğiniz, o verileri nasıl değerlendirdiğiniz ve o verilerin bu hastaya uygun olup olmadığı önemli. Hangi öncelikleri sistemin içine dahil ettiniz? Sistemin içinde bir etik düzen var. Biz buna sanki matematiksel, çok objektif bir şeymiş gibi davranıyoruz. Ama aslında değil. Yani objektif bir yapay zeka yok, olamaz.” Cansu Canca, yönünü tıp ve halk sağlığı etiğinden yapay zeka etiğine doğru çevirdiğinde yıl 2016. Pandeminin hemen öncesine kadar bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla pek çok yere konuşmaya gitmiş, bilgisini aktarmış. 2017’de AI Ethiccs Lab‘i bağımsız bir inisiyatif olarak kurmuş. 2021’de de bu konuda bir enstitü kurmaya niyetlenen Northeastern Üniversitesi kendisini arayınca, Institute for Experiential AI‘da sorumlu yapay zeka direktörü olarak işe başlamış. “Ne güzel, felsefeyle başladığınız yol sizi yapay zekaya kadar götürmüş” diyorum “Ben ilginç ve gerçekten önemli soruları çözmeye çalışıyorum. Yani ağırlıklı olarak işin felsefe tarafından gidiyoruz” diye cevap veriyor.

Yaklaşık 6 kişilik ekibiyle tamamen uygulamaya yönelik ve araştırma konuları üzerine çalışıyorlar. Bankaların yapay zeka konusuna çok önem verdiğinden bahsediyor Canca: “Bankalarla yaptığımız 3 proje var. Onların kullandıkları yapay zeka sistemlerinin etik olması için yapılan çalışmalar bunlar. Sigorta şirketleriyle de çalışıyoruz. Bütün sektörler işin içine yavaş yavaş farklı amaçlarla yapay zeka sistemini dahil ediyorlar. Bizim yapmaya çalıştığımız şey bunların analizlerini yapıp doğru kullanımlarını sağlamak.”
Geçen yıl İstanbul’da düzenlenen Smarties Next! Konferansı’ndaki konuşmasında Canca, kritik bir şey söylemişti. “Yapay zeka aslında bütün insanlık için sosyal hayatı düzenleniyor. Ve bu yüzden adil kullanılması gerekiyor.” Biz yapay zekanın kullanımını başa geçecek korkunç liderler üzerinden bir fantastik film kıvamında düşünürken Canca aslında durumun çok daha basit şeylerden kaynaklandığını vurguluyor.

“Bizimle dünya arasında artık sürekli bir arayüz var. Ve bu arayüz sürekli bir şeyleri değerlendiriyor, sürekli! Mesela bir kredi alacaksınız. Eğer finansal verileriniz sizin için belli bir risk atfediyorsa şu kadar kredi alabilir fazlasını ödeyemez diye düşünülüyor. Veya birçok sebepten dolayı kadınlarda genelde daha az kredi sonucu ortaya çıkıyor. Güvenilirlik çerçevesinde bir veri olarak bunu alıp başka yerler kullanmaya başladığında sizin sosyal servisler için ortaya çıkaran sorularda da benzer riskleriniz ortaya çıkıyor.” Anlayacağınız sorun zannettiğimizden daha da büyük olabilir.“

Kadınlar birbirlerinin sesini duymalı

Cansu Canca, yapay zeka alanındaki çalışmaların ana alanlarını oluşturan bilgisayar, elektrik-elektronik bölümlerinin ve felsefenin erkek ağırlıklı olduğunu söylüyor. “Yine de yapay zeka etiği alanında çalışan çok başarılı kadın meslektaşlarım var” diyor ve ekliyor, “Hem akademide hem de endüstride çalıştığım için tabii ki birçok ayrımcılıkla karşılaşıyorum. Ayrımcılık konusunun çözümünün bu kadar zor olmasının en önemli sebeplerinden biri sistematik ve sürekli olması. Aslında kendinize sormanız gereken, bütün kariyeriniz boyunca size hangi fırsatlar sunulmadı? Mükemmel bir çözüm bilmiyorum ama kadınların birbirlerinin sesini duyurması, destek olması, ve kadın meslektaşlarını öne çıkarması çok önemli.” 

Yeşim Nur Mantaş-07.03.2025


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder