25 Mayıs 2019 Cumartesi

FELSEFİ SORUNLAR-BİLGİ NEDİR?


BİLGİ NEDİR?
Hepimiz bilgiyi isteriz. Otobüsün ne zaman geleceğini veya çayın yanında ne olduğunu veya ekonominin gelecek yıl nasıl olacağını bilmek isteriz. Bilgisi olanlara saygı duyar ve tavsiye için onları ararız. Ancak bilgiye olan bu çok büyük saygımıza rağmen kendimize onun gerçekte ne olduğunu sorduğumuzda hızla koparız, “Bilgi nedir?” sorusu deneyene kadar kolayca yanıt verebileceğimizi sandığımız türden bir sorudur. Bu bolüm rekabet halindeki iki yanıtı inceler.
Platon’un Yanıtı
Platon’un (10 428-347) yanıtı ile başlayalım.
Sahne: Pegeen ve Pat yarış pistini ziyaret etmeye karar vermiş felsefe öğrencileridir. Pat at yarışları konusunda hiçbir şey bilmemektedir. Ama yine de bahis oynamaya karar verir. Koşan at listesinden öylesine işaret­leyerek bir at seçer. Pat işaretlediği atın kazanacağını tahmin eder. Şimdi tamamen rastlantı eseri Pat şanslı çıkar. Seçtiği at kazanmaya gider.
Pat:Aha! Görüyorsun. Black Beauty rıin kazanacağını bilmiştim.
Pegeen: Bilmedin.
Pat: Ama Black Beauty kazanacak demiştim, değil mi? Ve ka­zandı. Yani bildim.
Pat bildi mi? Elbette hayır. Pat sadece tahmin etti ve şanslı çıktı. Ve şanslı bir tahmin bilgi değildir. Ama şanslı tahmin bilgi değilse o halde başka ne gereklidir?
Pegeen: Black Beauty’nin kazanacağını bilmedin. Tamam, inancı» nın doğru olduğunu itiraf ediyorum. Ama bu yeterli değil Sonuçta at yarışı konusunda bir şey bilmiyorsun, değil mİ İnancının doğru çıkması sadece bir rastlantı.
Pat: Peki başka ne gerekli?
Pegeen: Gerekçe. Bir şeyi bilmek için inancın doğru olmalı. Ama bu yeterli değil. Aynı zamanda inandığın şeye inanmak için oldukça sağlam nedenlerin olmalı.
Pegeen’in bilgi tanımında üç şey gereklidir. Pat’in Black Beauty'nin kazanacağını bilmesi için:
1-Pat Black Beauty'nin kazanacağına inanmak zorundadır. :
2-Pat’in inancı doğru çıkmalıdır.
3-Pat’in bu inanca sahip olmasının bir gerekçesi olmasıdır.
Başka bir deyişle bilgi, gerekçeli gerçek inançtır. Bilginin bu tanımının Platoıı’a kadar uzayan bir şeceresi vardır.
Pat Black Beauty’nin kazanacağını neden bilmiyordu? İlk iki koşu sağlanmıştı ama üçüncüsü sağlanmamıştı. Pat’in Black Beauty’nin kazanacağına dair olan inancının bir gerekçesi yoktu. Pegeen'e göre Pat’in bilmemesinin nedeni bu.
Ne Kadar Gerekçe?
Pegeen’in üçüncü koşulunun ne içerdiği konusunda daha da netleşelim. "Gerekçeli" ne demektir?
Aslında gerekçelendirme derecelidir. Bir şeye inanmak için az ya da çok gerekçeniz olabilir. Örneğin önceden fakir bir Öğrenci olan Jake’i son derece pahalı bir takım elbise giyerken görürsem çok para elde ettiğine inanmak için bazı nedenlerim olur (ama güçlü nedenler değil, takım elbise sadece bir hediye de olabilir). Onu yeni bir araba sürerken görürsem o 2aman inancım daha iyi gerekçelendirilmiş olur. Bana yeni bir helikopter ve Mayfair’de on odalı bir ev aldığını söylerse o zaman daha da çok gerekçem olur.
Peki, bilgi için ne derecede gerekçe gereklidir? Jake’in büyük miktarda paraya sahip olduğunu bildiğimi söyleyebilmem için ne kadar kanıta ihtiyacım var? Pegeen’e göre inandığım şeye inanmam için oldukça iyi nedenlerim olmalı,
İtiraf etmek gerek ki “oldukça iyi nedenler” çok belirsizdir. İnsan “oldukça iyi nedenlere” sahip olmadan önce tam olarak ne kadar gerekçeye sahip olmalıdır? Yine de bu derdimizi bir kenara koyalım.
Elbette gerekçeli olduğu halde yine de yanılmak mümkündür. Örneğin Jake bana bir helikopter turu attırır ve Mayfair’deki evini gezdirirse ve bana piyangoyu kazandığını söylerse o zaman elbette eline çok para geçtiğini varsaymak için oldukça iyi nedenlerim olur. Ama yine de hatalı olabilirim. Belki de Jake yalan söylüyordur. Belki de tüm bunlar zengin kız kardeşinindir ve Jake bunlara sadece göz kulak oluyordur. Belki muhtemel değil ama mümkün.
Gerileme Sorunu
Pegeen ve Platon tarafından önerilen bilgi tanımı “sağduyulu" görü­nebilir. Bir şeyi bilmek ve inancınızın doğru olduğunu varsaymanız için bazı nedenlere -en azından oldukça iyi nedenlere- ihtiyacınız vardır. Ama şimdi Pat’in işaret ettiği gibi bilginin bu tanımı hemen belalı bir sorun ortaya çıkarıyor: Bilgi sahibi olma olasdığımızı hepten eliyor gibi görünüyor.
Pat: Her bilginin bir gerekçeye ihtiyacı yoktur herhalde, değil mi?
Pegeen: Neden olmasın?
Pat: Şey, şu anda bir inancım var: George W. Bush’un New York’ta olduğuna inanıyorum. Bu inanca İnanç A diyelim. İnancım bilgi sayılacaksa sana göre inancımın gerekçesi olmalı, doğru mu?
Pegeen: Evet,
Pat :           Şimdi   genellikle       bir        inanca gerekçe olarak bir diğerine başvuruyoruz, değil mi? Örneğin George W, Bush'un New York’ta olduğu inancımı gerekçelendirmek için New York’ta olduğunun televizyonda söylendiğini ve TV haberinin ol­dukça güvenilir olduğu inancıma başvururum. Bu ikinci inancıma inanç B diyelim. Şimdi inanç B kendi kendine' gerekçeli ise inanç A’yı gerekçelendirmek için ona başvu­rabilirim, doğru mu?
Pat: Örneğin           TV       haberlerinin     güvenilir olduğu inancımı, TV’de
bir haber verildiğinde, bu haberin gerçekten doğru oldu­ğunu bildiğim inancımla gerekçelendirmeye çalışabilirim Bu üçüncü inancıma inanç C diyelim. Ama B gerekçelendirilecekse o halde C’nin de gerekçelendirilmesi gerekir değil mi?
Pegeen: Evet.
Pat: Ama    bu gerekçe zincirinin sonsuza kadar uzayacağını anlı­
yorsun, Tek bir gerekçeli inanca sahip olmak için bile sonsuz sayıda gerekçeli inanca ihtiyacım olacak!
Pegeen: Ah. Bunu düşünmemiştim.
Pat: Ben sonlu sayıda inanca sahip olabilecek sonlu bir canlı olduğum için o halde inançlarımın hiçbirinin gerekçesi olamaz, değil mi?
Pegeen: Sanırım,
Pat: Ama o halde bu senin bilgi tanımınla hiçbir şey bilmediğim anlamına gelir.
Pat bilginin gerekçeli doğru inanç olduğu önerisiyle adı çıkmış bir zorluk ortaya koydu. Bu bizi şüpheci bir sonuca zorluyor gibi gö­rünüyor - herhangi bir bilgi edinme olasılığım ortadan kaldırıyor gibi görünüyor.
Yine de Pegeen gerçekten bir sorun olduğu konusunda ikna olmuş değil.
Pegeen: Gerekçeler daire çizerse ne olur? Gerekçe zincirinin sonunu alıp başına ekleyerek bir döngü yaparsak ne olur?
Pat: Bu işe yaramaz. Bahçemin al­tında perilerin yaşadığına dair inancımın tek gerekçesinin orada peri gübresi olduğunu varsayalım. Ve orada peri gübresi olduğuna inanmamın gerekçesinin orada perilerin yaşadığına olan inancım olduğunu düşün. Bu inançların hiçbiri gerekçeli değildir, değil mi? Böylesi döngüsel bir gerekçelendirme dairesi ne kadar az veya çok gerekçe içerirse içersin bir gerekçe değildir.

Pat bilginin gerekçeli doğru inanç olduğu teorisi için ciddi bir sorun ortaya koydu, ancak bundan sakınmanın bir yolu olabilir.

Pegeen: Hımm. Tamam. Döngüsel gerekçe­lendirme kabul edilemez. Ama ya belirli inançlar kendinden gerekçeliyse? Zincirin kendini gerekçelendiren bir inanca kadar gittiğini düşün. O zaman gerileme olmaz.
Pal: Kendini gerekçelendiren inançlar olduğu iddiasını anlayamıyorum.           Bir inanç kendini gerekçelendirmek için kullanılırsa o zaman gerekçe­lendirme yine de döngüsel olur, değil mi? Dairenin sadece tek bir inanç içerecek biçimde küçüldüğü doğrudur. Ama bu döngüselliği daha kabul edilebilir yapmaz.
Elbette dairenin boyutu ne olursa olsun her türlü döngüsel gerekçe biçimi kabul edilemez ise o halde kendini gerekçelendirme de kabul edilemezdir.
Düşünce Araçları: Kendini Gerekçelendiren İnançlar
Ne tür bir inanç kendini gerekçelendirebilir? Belki de var olduğum inancım. Çünkü var olduğuma inandığım için var olduğumu kanıtlarım. Yani inancım bana onun doğru olduğunu varsay­mam için neden verir. Bazı filozoflar şeylerin bize nasıl göründükleriyle ilgili inanç­ların da kendilerini gerekçelendirdiklerini önerirler. Önümde bir domates olduğu düşüncesinde yanılıyor olabilirim - halüsinasyon görüyor olabilirim. Ama şeylerin bana böyle göründüğünü var­saymakta yanılıyor olamam. Yani tartışmalı olarak, şeylerin nasıl göründüğüne dair inancım kendini gerekçelendiriyor (belki de bu sadece gerekçelendirme gerektirmeyen bir inançtır, olamaz mı?).

Pat Bilginin imkânsız olduğu şüpheci sonucundan kaçınmak istiyorsak tüm inançlarımızın gerekçe gerektirmediği açık­tır. En azından, gerekçelendirilmemiş olsa bile bilgi olarak nitelenecek bazı inançlar olmalı. Yani gerekçeli doğru inanç teorin yanlış olmalı.
Bu bilginin gerekçeli doğru inanç olduğu teorisi için ciddi bir so­run: Herhangi bir bilgi edinme olasılığını ortadan kaldırıyor. Buna gerileme sorunu diyorum.

Düşünce Araçları: Gettier’nin Platon’un Teorisine İtirazı Bilginin gerekçeli doğru inanç olduğu teorisini reddetmek için ikinci bir neden daha var. 1963 yılında filozof Edmund Gettier (d. 1927) gerekçeli doğru inancın bilgi için yeterli olmadığını ortaya koyan üç sayfalık bir makale yayınladı.' Gettier bir özne­nin gerekçeli doğru inanç sahibi olduğu halde bilmediği ustaca oluşturulmuş karşı örnekler sundu.
İşte Gettier tarzı karşı örnek:
Mor Porsche vakası. Üniversitede park yerinde mor bir Porsche gördüğümü varsayalım, Bu Porsche’yi kullandığını bildiğim -çok sıra dışı bir araba- ve nadiren okula gelen (canings’in bugün üniversitede olduğuna inanmama neden oluyor. Jeanings’in üniversitede olduğuna inanmamın bir gerekçesi var. Ancak ortaya çıkıyor ki tamamen şans eseri o mor Porsche Jeanings’in değil, bir başkası bugün oraya park etmiş. Ama rastlantı eseri Jeanings üniversitede: Mor Porsche’si bozulmuş ve okula trenle gelmiş. leanings’in ® bugün okulda olduğunu biliyor muyum?
Bu durumda gerekçesi de olan doğru bir inancım var. Bu yüzden Pegeen ve Platonun bilgi tanımına göre Jeanlngs'in bugün üniversitede olduğunu biliyorum. Ama bildiğimi söylemek doğru değilmiş gibi görünüyor. Neden? Çünkü Jeanlngs’in bugün üni­versitede okluğuna dair manamın gerekçesi bir şekilde inancımı doğru yapan koşullardan ayrıldı. Park yerinde mor Porsche’nin varlığının aslında Leasing’sin üniversitede olması ile hiçbir alakası yok, ama bu benim onun üniversitede olduğuna dair inancımın gerekçesi. Bir anlamda yine sadece şanslıyım: İnancımın doğru çıkması sadece bir rastlantı. İşte bir başka Gettier tarzı karşı örnek:
Hileli Yarış Vakası. Genellikle son derece güvenilir bir kaynağın bana bir sonraki yarışın ayarlandığını, tüm Jokeylere rüşvet verildiğini te Black Beauty"nin kazanacağını söylediğini var­sayalım. Bu Black Beauty’nin yarışı kazanacağına inanmama neden oluyor. Bana söyleneni düşününce Black Bcauty'nin kazanacağına inanmamın gerekçesi var. Ama şimdi, ben­den habersizce Jokeylere rüşvet olayında bir şeylerin yanlış gittiğini ve yarışın her zamanki gibi yapıldığını varsayalım. Ancak sonuçta Black Beauty kazanıyor. Black Beauty’nin ka­zanacağım bildim mi?
Yine gerekçesi olan doğru bir inanca sahip olsam da görünüşe göre bilmiyorum.
Yani özetlemek gerekirse gerçek bir inancınız ve ona sahip ol­mak için sağlam nedenleriniz olabilir ama yine de biliniyorsunuz.

Platonun bilgi tanımının gerileme sorununa neden olduğunu gördük: Görünüşe göre hiç bilgi edinemeyeceğimiz sonucu çıkıyor. Ama elbette ki bilgi edinebiliriz ve ediniriz. Yani Platon'un tanımı doğru olamaz. Ama bilgi gerekçeli doğru inanç değilse o zaman nedir?
Platon’un bilgi tanımının alternatifleri arasında en ilginç olan­lardan biri nedensel bilgi teorisidir. Şimdi Pat’in Pegeee’e açıkladığı nedensel bilgi teorisidir.
Pegeen: Bilgi gerekçeli doğru inanç değilse o zaman nedir?
Pat Bana öyle geliyor ki bir şeyi bilmek için üç şey gerekli. İnan­malısın. İnancın doğru olmalı. Ve inancın onu doğru yapan koşullar nedeniyle olmalı.
Pat aslında Pegeen’in gerekçelendirme koşulunu nedensellikle de­ğiştirdi. Bu üçüncü koşul nasıl karşılanabilir?
Jim'in önündeki masada bir portakal olduğuna inanmasını iste­diğinizi varsayalım. Bunu yapmanın kolay yollarından biri masaya bir portakal koymaktır. Jim’in gözlerinin açık olduğunu ve ışıkların yandığını düşünürsek masada bir portakal olması Jim'in önünde bir portakal olduğuna inanmasına neden olacaktır. Işık portakal üzerinden Jim’in gözlerine sıçrayacak. Bu retinası üzerinde bir gö­rüntü oluşmasına neden olacak ve sonrasında beynine elektriksel uyarılar gönderecek ve sonra Jim'in orada bir portakal olduğuna inanmasına neden olacak.
Her şey plana göre giderse ve Jim önünde bir portakal olduğuna inanırsa, Jim önünde bir portakal olduğunu bilir mi?
Evet, nedensel teoriye göre bilir. Jim'in önünde bir portakal olduğu inancının nedeni orada bir portakal olmasıdır. İnancına onu doğru yapan koşullar neden olmuştur. Önünde bir portakal olduğunu bilmesi için Jim'in önünde bir portakal olduğuna inanmak için gerekçeye ihtiyacı var mı? Hayır. Nedensel teoride gerekçe gereksizdir.
İnsanlar Termometreler Gibi midir?
Nedensel teoride çevremizdeki dünyayı nasıl bildiğimiz konusunda biraz daha netleşelim.
Jim’in önünde bir portakal olduğu inancına özel bir algı me­kanizması neden oldu: Gözleri. Ancak etrafımızdaki dünyaya karşı inançlarımızı nedensel olarak hassas kılan sadece gözlerimiz değildir. Bir değil beş duyumuz vardır: Duyma, görme, dokunma, koklama ve tat alma. Beş duyumuzun tamamı doğru inançlar üretmek için; güvenilir mekanizmalardır (Bazen bizi yanıltırlar ama çok sık değil).
Nedensel teoriye göre duyularımız doğru inançlar üretmede güvenilir kaynaklar oldukları için bizi bilgiyle donatabilirler. His­lerimiz az çok termometreler gibi çalışmamıza neden olur. Bir ter­mometre güvenilir bir sıcaklık göstergesidir. Sıcak bir sıvının içine koyduğunuzda sıvının sıcak olduğunu gösterir. Çıkarıp soğuk bir sıvının içine koyduğunuzda gösterge sıvının soğuk olduğunu göste­rir. Termometre üzerindeki ölçü güvenilir biçimde içine daldırıldığı sıvıların sıcaklıklarını gösterir,
Duyularım güvenilir bir termometre gibi davranmamı sağlar. Penceremin önünden bir arabayla geçin ve kulaklarım penceremin önünden bir araba geçtiğine inanmama neden olacaktır, Hareket eden araçları durdurun ve arabaların geçtiğine inancım son bulacaktır. Dilimin üzerine bir çikolata koyun ve bu bir çikolata yediğime inan­mama neden olacaktır. Onu alırsanız çikolatanın gittiğine inanırım.
Nedensel teoride insanlar çevrelerindeki dünyayı tam olarak bilirler çünkü nedensel olarak duyuları aracılığıyla dünyadaki şey­lerin nasıl olduğuna hassas inançlarla bağlanmışlardır.
Dinozorların Bilgisi
Peki, nedensel teoriye göre hemen önümüzdeki değil de mesela uzak geçmişte olanlara dair bilgiyi nasıl ediniriz? örneğin milyonlarca yıl önce dinozorların dünyada gezindiği inancımı alalım. Nedensel teoriye göre bu inanç neden bir bilgi parçası niteliği kazanır? Sonuçta geçmişi gözlemleyemem, değil mi?
Nedensel teorisyen hâlâ nedensel bir bağ olduğuna işaret edecektir: Dinozorların milyonlarca yıl önce dünyada gezindiğine dair inancıma milyonlarca yıl önce dünya üzerinde gezinen dinozorların varlığı neden olmuştur, Ama bu durumda nedensel bağlantı çok dolaylıdır. Dinozorlar fosil olmuştur. Fosiller bunlar üzerine kitap ve makale yazan arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. Bu kitap ve makaleler, televizyon yapımcıları tarafından okunmuş ve yapımcılar televiz­yonuma iletilen programlar yapmışlar ve benim izlememe ve sonuç olarak benim dünya üzerinde dinozorların gezindiğine inanmama neden olmuşlardır, Yanı ben, çiinkii öyle olduğu için, dinozorların diinya üzerinde gezinmiş olduklarına inanırken, inancımı, bu durumu doğru kılan koşullara bağlayan nedensel zincir gerçekten de bir hayli uzundur. Bu elbette nedensel teorinin mümkün kıldığı bir şeydir.

Gerileme Sorununun Çözümü
Nedensel teoriye göre, Jim’in önündeki masanın üzerinde bir portakal olduğuna dair inancının bilgi olarak kabul edilebilmesi için inancının, onu doğru yapan koşullardan kaynaklanması gerektiğini; gördük. İnandığı şeye inanmak için herhangi bir gerekçeye ihtiyaç yok. Şimdi bilgi için bir gerekçesi olması gerekliliğinden kaçındık. Ama bu Platon'un bilgi tanımım bela olan gerekçeli gerileme sorunundan kaçındığımız anlama gelir.
Düşünce Araçları: Mor Porsche Vakasıyla Uğraşmak Nedensel teorinin yukarıda verilen İki Gettier tarzı örneklerde neden bilmediğimi çök açık biçimde açıkladığına dikkat edin. Örneğin Mor Porsche Vakasını ele alalım. Jennings’in okulda olduğuna inanmamın gerekçesi olmasına rağmen ve inancım doğru olsa da üniversitede olduğunu bilmediğim açıktır. Nedensel teoriye göre bilmememin sebebi inancıma onu doğru yapan koşulların sebep olmamasıdır: Jennings üniversitede ol­duğu için üniversitede olduğuna inanmıyorum. Sonuçta gelmek zahmetine girmemiş olsaydı da Jennings’in üniversitede olduğuna, inanabilirdim, çiinkü mor Porsche’yi yiııe görecektim. Gettier ı bulmacası çözüldü!
Medyum Sarah Vakası
Platon’un gerekçeli doğru inanç teorisinin aksine nedensel teorinin gerekçeli gerileme sorunundan kaçındığını gördük. Yani kabul etmemiz gereken teori nedensel teori mi?
Hayır. Ne yazık ki nedensel teori ile ilgili de sorunlar var. Pegeen bilgiyi tanımlamak söz konusu olduğunda gerekçelerin bir rol oyna­ması gerekliğine ikna olmuş durumda. Nedenini aşağıdaki düşünce deneyi ile anlatıyor:
Pegeen: Bilgi için tüm gerekenin kişinin inancına onu doğru yapan koşulların neden olması gerektiğini söylerken hatalıydın.
Pegeen: tnsanın böyle bir inanca sahip olduğu halde lıâlı) bileme­yeceği açıktır.
Pal: Bana bir örnek ver.
Pegeen: Pekâlâ. Birisinin, adına "Saralı” diyelim, medyum olduğunu varsayalım. Gerçekten psişik güçleri var. Doğru inançlar üreten henüz-keşfedilmemiş-''psişik'’ bir mekanizması ol­duğunu hayal edelim: İstersen altıncı his diyelim. Ve Sarah şans eseri bu altıncı his ile doğmuş olsun.
Pal: Anlıyorum.
Pegeen: Bu mekanizmanın doğaüstü olduğunu varsaymıyorum: Duyma ve görme gibi tamamen doğal, nedensel bir me­kanizma olabilir. Sadece hakkında bir şey bilmediğimiz bir mekanizma,
Pal: Tamam. Yani Sarah’nııı psişik güçleri var.
Pegeen: Şimdi Sarah bugün annesinin şehirde olduğuna inanıyor.
Ve buna inanmasının nedeni psişik güçleri: Annesi bugün gerçekten şehirde. Annesi normalde 100 km uzakta yaşı­yor. Ama bugün kızına sürpriz bir ziyaret yapmak istedi. Şimdi senin nedensel teorine göre Sarah annesinin şehirde olduğunu biliyor, değil mi?
Pat: Evet. İnancına neden olan şey psişik mekanizması    ile onu
doğru yapan koşullarsa o halde biliyor.
Pegeen: Doğru. Ama bilmiyor. Çünkü Sarah'nın medyum olduğunu düşünmesi için hiçbir neden yok. Aslında psişik güçleri diye bir şey olmadığına dair çok sağlam kanıtları var. Ve
Sarah’nın annesinin şehirde olduğuna inanması için hiçbir nedeni yok. Annesi normalde 100 km uzakta yaşıyor..!
 Pat: Bunlar neden alakalı? Sarah yine de annesinin şehirde olduğunu biliyor. Bunu bilse de bilmese de o bir medyum.
Pegeen: Annesinin geldiğini bilmiyor. Saralının bakış açısından inancı tamamen aptalca ve mantıksız. Annesinin şehirde olduğuna inanması için hiçbir neden yok. Medyum olduğuna bile inanmıyor. Kendisini sadece atamadığı bir inanca takılmış buluyor: Annesi şehirde. Onun bakış açısından inancının çılgınlık olduğu düşünülürse bildiğini nasıl söyleyebiliriz.
Pat: Ama biliyor!
Pegeen: Hayır bilmiyor!'
Sarah biliyor mu? Nedensel teori bildiğini söylüyor: Saral’nın psişik mekanizması doğru bir inanç üretti: Bir tür termometre gibi çalışıyor.
Ancak en azından çoğumuz inananın bakış açısından tamamen mantıksız görünen bir inancın yine de bilgi olduğu önerisinden rahatsızız.
Elbette medyum Sarah vakası ile ortaya çıkan sorunu, nedense teoriye olan inancın aynı zamanda gerekçesi olması gerekliliğini de ekleyerek kolayca çözebilirdik. Ancak bu Sarah’nın bilen olmasını önlerdi çünkü inandığı şeye inanmak için bir gerekçesi yok.
Ancak bilgi olarak nitelenmesi için inancın gerekçesi olması gerekliliği bizi bir başka zorlukla karşı karşıya bırakır: Gerekçeli gerileme sorunu. Bu gereksinim bilgi sahibi olma ihtimalini ortadan kaldırıyor gibidir.
Yani bir bulmacayla karşı karşıyayız. Bir tarafta gerekçeli gerileme; sorunundan kaçınmalıyız. Ama görünüşe göre bunu sadece bilgi olabilmesi için bir inancın gerekçeli olması gerekliliğini düşürerek yapabiliyoruz. Ama bu gereksinimi bırakırsak o zaman medyum Saralı vakası ile ortaya çıkan soruna tosluyoruz: Tamamen mantıksız bir inanç bilgi olarak kabul edilebilir.
Diğer bir deyişle kendimizi bir anda iki kırklı yöne çekilirken buluyoruz. Bir tarafta görünüşe göre gerekçelendirme bilgi için gerekli, öte yandan görünüşe göre bu olamaz.
Bu bulmacayı nasıl çözeriz? Kendi fikirleriniz olabilir.
Kaynak: Felsefe Jimnastiği


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder