BİLGİ
NEDİR?
Hepimiz
bilgiyi isteriz. Otobüsün ne zaman geleceğini veya çayın yanında ne olduğunu
veya ekonominin gelecek yıl nasıl olacağını bilmek isteriz. Bilgisi olanlara
saygı duyar ve tavsiye için onları ararız. Ancak bilgiye olan bu çok büyük
saygımıza rağmen kendimize onun gerçekte ne olduğunu sorduğumuzda hızla
koparız, “Bilgi nedir?” sorusu deneyene kadar kolayca yanıt verebileceğimizi
sandığımız türden bir sorudur. Bu bolüm rekabet halindeki iki yanıtı inceler.
Platon’un
Yanıtı
Platon’un (10
428-347) yanıtı ile başlayalım.
Sahne: Pegeen ve Pat yarış pistini ziyaret etmeye karar vermiş felsefe
öğrencileridir. Pat at yarışları konusunda hiçbir şey bilmemektedir. Ama yine
de bahis oynamaya karar verir. Koşan at listesinden öylesine işaretleyerek bir
at seçer. Pat işaretlediği atın kazanacağını tahmin eder. Şimdi tamamen
rastlantı eseri Pat şanslı çıkar. Seçtiği at kazanmaya gider.
Pat:Aha! Görüyorsun. Black Beauty
rıin kazanacağını bilmiştim.
Pegeen: Bilmedin.
Pat: Ama
Black Beauty kazanacak demiştim, değil mi? Ve kazandı. Yani bildim.
Pat
bildi mi? Elbette hayır. Pat sadece
tahmin etti ve şanslı çıktı. Ve şanslı bir tahmin bilgi değildir. Ama şanslı
tahmin bilgi değilse o halde başka ne gereklidir?
Pegeen: Black Beauty’nin kazanacağını
bilmedin. Tamam, inancı» nın doğru olduğunu itiraf ediyorum. Ama bu yeterli
değil Sonuçta at yarışı konusunda bir şey bilmiyorsun, değil mİ İnancının doğru
çıkması sadece bir rastlantı.
Pat: Peki
başka ne gerekli?
Pegeen: Gerekçe. Bir şeyi bilmek için inancın
doğru olmalı. Ama bu yeterli değil. Aynı zamanda inandığın şeye inanmak için
oldukça sağlam nedenlerin olmalı.
Pegeen’in
bilgi tanımında üç şey gereklidir. Pat’in Black Beauty'nin kazanacağını bilmesi
için:
1-Pat Black
Beauty'nin kazanacağına inanmak zorundadır.
:
2-Pat’in inancı doğru çıkmalıdır.
3-Pat’in bu inanca
sahip olmasının bir gerekçesi
olmasıdır.
Başka
bir deyişle bilgi, gerekçeli gerçek inançtır. Bilginin bu tanımının Platoıı’a kadar uzayan
bir şeceresi vardır.
Pat
Black Beauty’nin kazanacağını neden bilmiyordu? İlk iki koşu sağlanmıştı ama
üçüncüsü sağlanmamıştı. Pat’in Black Beauty’nin kazanacağına dair olan
inancının bir gerekçesi yoktu.
Pegeen'e göre Pat’in bilmemesinin nedeni bu.
Ne
Kadar Gerekçe?
Pegeen’in
üçüncü koşulunun ne içerdiği konusunda daha da netleşelim.
"Gerekçeli" ne demektir?
Aslında
gerekçelendirme derecelidir. Bir şeye inanmak için az ya da çok gerekçeniz
olabilir. Örneğin önceden fakir bir Öğrenci olan Jake’i son derece pahalı bir
takım elbise giyerken görürsem çok para elde ettiğine inanmak için bazı
nedenlerim olur (ama güçlü nedenler değil, takım elbise sadece bir hediye de olabilir).
Onu yeni bir araba sürerken görürsem o 2aman inancım daha iyi gerekçelendirilmiş olur. Bana
yeni bir helikopter ve Mayfair’de on odalı bir ev aldığını söylerse o zaman
daha da çok gerekçem olur.
Peki,
bilgi için ne derecede gerekçe gereklidir? Jake’in büyük miktarda paraya sahip
olduğunu bildiğimi
söyleyebilmem için ne kadar kanıta ihtiyacım var? Pegeen’e göre inandığım şeye
inanmam için oldukça iyi nedenlerim
olmalı,
İtiraf
etmek gerek ki “oldukça iyi nedenler” çok belirsizdir. İnsan “oldukça iyi nedenlere”
sahip olmadan önce tam olarak ne kadar gerekçeye sahip olmalıdır? Yine de bu
derdimizi bir kenara koyalım.
Elbette
gerekçeli olduğu halde yine de yanılmak mümkündür. Örneğin Jake bana bir
helikopter turu attırır ve Mayfair’deki evini gezdirirse ve bana piyangoyu
kazandığını söylerse o zaman elbette eline çok para geçtiğini varsaymak için
oldukça iyi nedenlerim olur. Ama yine de hatalı olabilirim. Belki de Jake yalan
söylüyordur. Belki de tüm bunlar zengin kız kardeşinindir ve Jake bunlara
sadece göz kulak oluyordur. Belki muhtemel değil ama mümkün.
Gerileme
Sorunu
Pegeen
ve Platon tarafından önerilen bilgi tanımı “sağduyulu" görünebilir. Bir
şeyi bilmek ve inancınızın doğru olduğunu varsaymanız için bazı nedenlere -en
azından oldukça iyi nedenlere- ihtiyacınız vardır. Ama şimdi Pat’in işaret
ettiği gibi bilginin bu tanımı hemen belalı bir sorun ortaya çıkarıyor: Bilgi sahibi olma olasdığımızı hepten eliyor gibi
görünüyor.
Pat: Her bilginin bir gerekçeye ihtiyacı yoktur herhalde, değil
mi?
Pegeen: Neden olmasın?
Pat: Şey, şu anda bir inancım var: George W. Bush’un
New York’ta olduğuna inanıyorum. Bu inanca İnanç A diyelim. İnancım bilgi sayılacaksa sana göre
inancımın gerekçesi olmalı, doğru mu?
Pegeen: Evet,
Pat : Şimdi
genellikle bir inanca gerekçe olarak bir diğerine başvuruyoruz, değil mi?
Örneğin George W, Bush'un New York’ta olduğu inancımı gerekçelendirmek için New
York’ta olduğunun televizyonda söylendiğini ve TV haberinin oldukça güvenilir
olduğu inancıma başvururum. Bu ikinci inancıma inanç B diyelim. Şimdi inanç B kendi kendine' gerekçeli ise inanç A’yı gerekçelendirmek için ona
başvurabilirim, doğru mu?
Pat: Örneğin TV haberlerinin güvenilir olduğu inancımı, TV’de
bir
haber verildiğinde, bu haberin gerçekten doğru olduğunu bildiğim inancımla
gerekçelendirmeye çalışabilirim Bu üçüncü inancıma inanç C diyelim. Ama B gerekçelendirilecekse o halde
C’nin de gerekçelendirilmesi gerekir değil mi?
Pegeen: Evet.
Pat: Ama bu gerekçe zincirinin
sonsuza kadar uzayacağını anlı
yorsun, Tek bir
gerekçeli inanca sahip olmak için bile sonsuz sayıda gerekçeli inanca ihtiyacım olacak!
Pegeen: Ah. Bunu düşünmemiştim.
Pat: Ben
sonlu sayıda inanca sahip olabilecek sonlu bir canlı olduğum için o halde
inançlarımın hiçbirinin gerekçesi
olamaz, değil mi?
Pegeen: Sanırım,
Pat: Ama
o halde bu senin bilgi tanımınla hiçbir şey bilmediğim anlamına gelir.
Pat bilginin
gerekçeli doğru inanç olduğu önerisiyle adı çıkmış bir zorluk ortaya koydu. Bu
bizi şüpheci bir sonuca
zorluyor gibi görünüyor - herhangi bir bilgi
edinme olasılığım ortadan kaldırıyor gibi görünüyor.
Yine de Pegeen
gerçekten bir sorun olduğu konusunda ikna olmuş değil.
Pegeen: Gerekçeler daire çizerse ne
olur? Gerekçe zincirinin sonunu alıp başına ekleyerek bir döngü yaparsak ne
olur?
Pat: Bu
işe yaramaz. Bahçemin altında perilerin yaşadığına dair inancımın tek gerekçesinin
orada peri gübresi olduğunu varsayalım. Ve orada peri gübresi olduğuna
inanmamın gerekçesinin orada perilerin yaşadığına olan inancım olduğunu düşün. Bu
inançların hiçbiri gerekçeli değildir, değil mi? Böylesi döngüsel bir gerekçelendirme
dairesi ne kadar az veya çok gerekçe içerirse içersin bir gerekçe değildir.
Pat bilginin
gerekçeli doğru inanç olduğu teorisi için ciddi bir sorun ortaya koydu, ancak
bundan sakınmanın bir yolu olabilir.
Pegeen: Hımm. Tamam. Döngüsel gerekçelendirme
kabul edilemez. Ama ya belirli inançlar kendinden gerekçeliyse? Zincirin kendini gerekçelendiren bir inanca
kadar gittiğini düşün. O zaman gerileme olmaz.
Pal: Kendini gerekçelendiren inançlar olduğu
iddiasını anlayamıyorum. Bir
inanç kendini gerekçelendirmek için kullanılırsa o zaman gerekçelendirme yine
de döngüsel olur, değil mi? Dairenin sadece tek bir inanç içerecek biçimde
küçüldüğü doğrudur. Ama bu döngüselliği daha kabul edilebilir yapmaz.
Elbette dairenin
boyutu ne olursa olsun her türlü döngüsel
gerekçe biçimi kabul edilemez ise o halde kendini gerekçelendirme de kabul
edilemezdir.
Düşünce
Araçları: Kendini Gerekçelendiren İnançlar
Ne tür bir inanç kendini
gerekçelendirebilir? Belki de var olduğum inancım. Çünkü var olduğuma inandığım
için var olduğumu kanıtlarım. Yani inancım bana onun doğru olduğunu varsaymam
için neden verir. Bazı filozoflar şeylerin bize nasıl göründükleriyle ilgili
inançların da kendilerini gerekçelendirdiklerini önerirler. Önümde bir domates
olduğu düşüncesinde yanılıyor olabilirim - halüsinasyon görüyor olabilirim. Ama
şeylerin bana böyle göründüğünü varsaymakta
yanılıyor olamam. Yani tartışmalı olarak, şeylerin nasıl göründüğüne dair
inancım kendini gerekçelendiriyor (belki de bu sadece gerekçelendirme
gerektirmeyen bir inançtır, olamaz mı?).
Pat Bilginin imkânsız olduğu şüpheci
sonucundan kaçınmak istiyorsak tüm inançlarımızın gerekçe gerektirmediği açıktır.
En azından, gerekçelendirilmemiş olsa bile bilgi
olarak nitelenecek bazı inançlar olmalı. Yani gerekçeli doğru inanç
teorin yanlış olmalı.
Bu bilginin gerekçeli
doğru inanç olduğu teorisi için ciddi bir sorun: Herhangi bir bilgi edinme
olasılığını ortadan kaldırıyor. Buna gerileme sorunu diyorum.
Düşünce Araçları: Gettier’nin
Platon’un Teorisine İtirazı Bilginin gerekçeli doğru inanç olduğu teorisini
reddetmek için ikinci bir neden daha var. 1963 yılında filozof Edmund Gettier
(d. 1927) gerekçeli doğru inancın bilgi için yeterli olmadığını ortaya koyan üç
sayfalık bir makale yayınladı.' Gettier bir öznenin gerekçeli doğru inanç
sahibi olduğu halde bilmediği ustaca oluşturulmuş
karşı örnekler sundu.
İşte
Gettier tarzı karşı örnek:
Mor Porsche vakası.
Üniversitede park yerinde mor bir Porsche gördüğümü varsayalım, Bu Porsche’yi
kullandığını bildiğim -çok sıra dışı bir araba- ve nadiren okula gelen
(canings’in bugün üniversitede olduğuna inanmama neden oluyor. Jeanings’in
üniversitede olduğuna inanmamın bir gerekçesi var. Ancak ortaya çıkıyor ki
tamamen şans eseri o mor Porsche Jeanings’in değil, bir başkası bugün oraya
park etmiş. Ama rastlantı eseri Jeanings üniversitede: Mor Porsche’si bozulmuş
ve okula trenle gelmiş. leanings’in ® bugün okulda olduğunu biliyor muyum?
Bu
durumda gerekçesi de olan doğru bir inancım var. Bu yüzden Pegeen ve Platonun
bilgi tanımına göre Jeanlngs'in bugün üniversitede olduğunu biliyorum. Ama
bildiğimi söylemek doğru değilmiş gibi görünüyor. Neden? Çünkü Jeanlngs’in
bugün üniversitede okluğuna dair manamın gerekçesi bir şekilde inancımı doğru
yapan koşullardan ayrıldı. Park yerinde mor Porsche’nin varlığının aslında Leasing’sin
üniversitede olması ile hiçbir alakası yok, ama bu benim onun
üniversitede olduğuna dair inancımın gerekçesi. Bir anlamda yine sadece
şanslıyım: İnancımın doğru çıkması sadece bir rastlantı. İşte bir başka Gettier
tarzı karşı örnek:
Hileli Yarış Vakası.
Genellikle son derece güvenilir bir kaynağın bana bir sonraki yarışın
ayarlandığını, tüm Jokeylere rüşvet verildiğini te Black Beauty"nin
kazanacağını söylediğini varsayalım. Bu Black Beauty’nin yarışı kazanacağına
inanmama neden oluyor. Bana söyleneni düşününce Black Bcauty'nin kazanacağına
inanmamın gerekçesi var. Ama şimdi, benden habersizce Jokeylere rüşvet
olayında bir şeylerin yanlış gittiğini ve yarışın her zamanki gibi yapıldığını
varsayalım. Ancak sonuçta Black Beauty kazanıyor. Black Beauty’nin kazanacağım
bildim mi?
Yine gerekçesi olan doğru bir
inanca sahip olsam da görünüşe göre bilmiyorum.
Yani özetlemek gerekirse gerçek
bir inancınız ve ona sahip olmak için sağlam nedenleriniz olabilir ama yine de biliniyorsunuz.
Platonun
bilgi tanımının gerileme sorununa neden olduğunu gördük: Görünüşe göre hiç
bilgi edinemeyeceğimiz sonucu çıkıyor. Ama elbette ki bilgi edinebiliriz ve
ediniriz. Yani Platon'un tanımı doğru olamaz. Ama bilgi gerekçeli doğru inanç
değilse o zaman nedir?
Platon’un
bilgi tanımının alternatifleri arasında en ilginç olanlardan biri nedensel bilgi teorisidir. Şimdi
Pat’in Pegeee’e açıkladığı nedensel bilgi teorisidir.
Pegeen: Bilgi gerekçeli doğru inanç
değilse o zaman nedir?
Pat Bana öyle geliyor ki bir şeyi bilmek için üç şey gerekli. İnanmalısın.
İnancın doğru olmalı. Ve inancın onu doğru yapan koşullar nedeniyle olmalı.
Pat
aslında Pegeen’in gerekçelendirme koşulunu nedensellikle değiştirdi. Bu üçüncü
koşul nasıl karşılanabilir?
Jim'in
önündeki masada bir portakal olduğuna inanmasını istediğinizi varsayalım. Bunu
yapmanın kolay yollarından biri masaya bir portakal koymaktır. Jim’in
gözlerinin açık olduğunu ve ışıkların yandığını düşünürsek masada bir portakal
olması Jim'in önünde bir portakal olduğuna inanmasına neden olacaktır. Işık
portakal üzerinden Jim’in gözlerine sıçrayacak. Bu retinası üzerinde bir görüntü
oluşmasına neden olacak ve sonrasında beynine elektriksel uyarılar gönderecek
ve sonra Jim'in orada bir portakal olduğuna inanmasına neden olacak.
Her
şey plana göre giderse ve Jim önünde bir portakal olduğuna inanırsa, Jim önünde
bir portakal olduğunu bilir mi?
Evet,
nedensel teoriye göre bilir. Jim'in önünde bir portakal olduğu inancının nedeni
orada bir portakal olmasıdır. İnancına onu doğru yapan koşullar neden olmuştur.
Önünde bir portakal olduğunu bilmesi için Jim'in
önünde bir portakal olduğuna inanmak için gerekçeye ihtiyacı var mı? Hayır. Nedensel teoride gerekçe gereksizdir.
İnsanlar
Termometreler Gibi midir?
Nedensel
teoride çevremizdeki dünyayı nasıl bildiğimiz konusunda biraz daha netleşelim.
Jim’in
önünde bir portakal olduğu inancına özel bir algı mekanizması neden oldu:
Gözleri. Ancak etrafımızdaki dünyaya karşı inançlarımızı nedensel olarak hassas
kılan sadece gözlerimiz değildir. Bir değil beş duyumuz vardır: Duyma, görme,
dokunma, koklama ve tat alma. Beş duyumuzun tamamı doğru inançlar üretmek için;
güvenilir mekanizmalardır (Bazen bizi yanıltırlar ama çok sık değil).
Nedensel
teoriye göre duyularımız doğru inançlar üretmede güvenilir kaynaklar oldukları
için bizi bilgiyle donatabilirler. Hislerimiz az çok termometreler gibi
çalışmamıza neden olur. Bir termometre güvenilir bir sıcaklık göstergesidir.
Sıcak bir sıvının içine koyduğunuzda sıvının sıcak olduğunu gösterir. Çıkarıp
soğuk bir sıvının içine koyduğunuzda gösterge sıvının soğuk olduğunu gösterir.
Termometre üzerindeki ölçü güvenilir biçimde içine daldırıldığı sıvıların
sıcaklıklarını gösterir,
Duyularım
güvenilir bir termometre gibi davranmamı sağlar. Penceremin önünden bir
arabayla geçin ve kulaklarım penceremin önünden bir araba geçtiğine inanmama
neden olacaktır, Hareket eden araçları durdurun ve arabaların geçtiğine inancım
son bulacaktır. Dilimin üzerine bir çikolata koyun ve bu bir çikolata yediğime
inanmama neden olacaktır. Onu alırsanız çikolatanın gittiğine inanırım.
Nedensel
teoride insanlar çevrelerindeki dünyayı tam olarak bilirler çünkü nedensel
olarak duyuları aracılığıyla dünyadaki şeylerin nasıl olduğuna hassas
inançlarla bağlanmışlardır.
Dinozorların Bilgisi
Peki,
nedensel teoriye göre hemen önümüzdeki değil de mesela uzak geçmişte olanlara
dair bilgiyi nasıl ediniriz? örneğin milyonlarca yıl önce dinozorların dünyada
gezindiği inancımı alalım. Nedensel teoriye göre bu inanç neden bir bilgi
parçası niteliği kazanır? Sonuçta geçmişi gözlemleyemem, değil mi?
Nedensel
teorisyen hâlâ nedensel bir bağ olduğuna işaret edecektir: Dinozorların
milyonlarca yıl önce dünyada gezindiğine dair inancıma milyonlarca yıl önce
dünya üzerinde gezinen dinozorların varlığı neden olmuştur, Ama bu durumda
nedensel bağlantı çok dolaylıdır. Dinozorlar fosil olmuştur. Fosiller bunlar
üzerine kitap ve makale yazan arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. Bu kitap ve
makaleler, televizyon yapımcıları tarafından okunmuş ve yapımcılar televizyonuma
iletilen programlar yapmışlar ve benim izlememe ve sonuç olarak benim dünya
üzerinde dinozorların gezindiğine inanmama neden olmuşlardır, Yanı ben, çiinkii öyle olduğu için, dinozorların
diinya üzerinde gezinmiş olduklarına inanırken, inancımı, bu durumu doğru kılan
koşullara bağlayan nedensel zincir gerçekten de bir hayli uzundur. Bu elbette
nedensel teorinin mümkün kıldığı bir şeydir.
Gerileme
Sorununun Çözümü
Nedensel teoriye
göre, Jim’in önündeki masanın üzerinde bir portakal olduğuna dair inancının
bilgi olarak kabul edilebilmesi için inancının, onu doğru yapan koşullardan
kaynaklanması gerektiğini; gördük. İnandığı şeye inanmak için herhangi bir gerekçeye ihtiyaç yok. Şimdi bilgi
için bir gerekçesi olması gerekliliğinden kaçındık. Ama bu Platon'un bilgi tanımım bela olan gerekçeli
gerileme sorunundan kaçındığımız anlama gelir.
Düşünce Araçları: Mor
Porsche Vakasıyla Uğraşmak Nedensel teorinin yukarıda verilen İki Gettier tarzı
örneklerde neden bilmediğimi çök açık biçimde açıkladığına dikkat edin. Örneğin
Mor Porsche Vakasını ele alalım. Jennings’in okulda olduğuna inanmamın
gerekçesi olmasına rağmen ve inancım doğru olsa da üniversitede olduğunu
bilmediğim açıktır. Nedensel teoriye göre bilmememin sebebi inancıma onu doğru
yapan koşulların sebep olmamasıdır: Jennings üniversitede olduğu için
üniversitede olduğuna inanmıyorum. Sonuçta gelmek zahmetine girmemiş olsaydı da
Jennings’in üniversitede olduğuna, inanabilirdim, çiinkü mor Porsche’yi yiııe
görecektim. Gettier ı bulmacası çözüldü!
Medyum
Sarah Vakası
Platon’un gerekçeli
doğru inanç teorisinin aksine nedensel teorinin gerekçeli gerileme sorunundan
kaçındığını gördük. Yani kabul etmemiz gereken teori nedensel teori mi?
Hayır. Ne yazık ki
nedensel teori ile ilgili de sorunlar var. Pegeen bilgiyi tanımlamak söz konusu
olduğunda gerekçelerin bir rol oynaması gerekliğine ikna olmuş durumda.
Nedenini aşağıdaki düşünce deneyi ile anlatıyor:
Pegeen: Bilgi için tüm gerekenin kişinin
inancına onu doğru yapan koşulların neden olması gerektiğini söylerken
hatalıydın.
Pegeen: tnsanın böyle bir inanca sahip
olduğu halde lıâlı) bilemeyeceği
açıktır.
Pal: Bana
bir örnek ver.
Pegeen: Pekâlâ. Birisinin, adına
"Saralı” diyelim, medyum olduğunu varsayalım. Gerçekten psişik güçleri
var. Doğru inançlar üreten henüz-keşfedilmemiş-''psişik'’ bir mekanizması olduğunu
hayal edelim: İstersen altıncı his diyelim. Ve Sarah şans eseri bu altıncı his
ile doğmuş olsun.
Pal: Anlıyorum.
Pegeen: Bu mekanizmanın doğaüstü
olduğunu varsaymıyorum: Duyma ve görme gibi tamamen doğal, nedensel bir mekanizma
olabilir. Sadece hakkında bir şey bilmediğimiz bir mekanizma,
Pal: Tamam.
Yani Sarah’nııı psişik güçleri var.
Pegeen:
Şimdi Sarah bugün annesinin şehirde olduğuna inanıyor.
Ve
buna inanmasının nedeni psişik güçleri: Annesi bugün gerçekten şehirde. Annesi
normalde 100 km uzakta yaşıyor. Ama bugün kızına sürpriz bir ziyaret yapmak
istedi. Şimdi senin nedensel teorine göre Sarah annesinin şehirde olduğunu biliyor, değil mi?
Pat: Evet. İnancına neden olan şey psişik mekanizması ile onu
doğru yapan
koşullarsa o halde biliyor.
Pegeen: Doğru. Ama bilmiyor. Çünkü Sarah'nın medyum
olduğunu düşünmesi için hiçbir neden yok. Aslında psişik güçleri diye bir şey
olmadığına dair çok sağlam kanıtları var. Ve
Sarah’nın
annesinin şehirde olduğuna inanması için hiçbir nedeni yok. Annesi normalde 100
km uzakta yaşıyor..!
Pat: Bunlar neden alakalı? Sarah yine de annesinin
şehirde olduğunu biliyor. Bunu bilse
de bilmese de o bir medyum.
Pegeen:
Annesinin geldiğini bilmiyor. Saralının
bakış açısından inancı tamamen aptalca ve mantıksız.
Annesinin şehirde olduğuna inanması için hiçbir neden yok. Medyum olduğuna bile
inanmıyor. Kendisini sadece atamadığı bir inanca takılmış buluyor: Annesi şehirde.
Onun bakış açısından inancının çılgınlık olduğu düşünülürse bildiğini nasıl
söyleyebiliriz.
Pat: Ama biliyor!
Pegeen: Hayır bilmiyor!'
Sarah
biliyor mu? Nedensel teori bildiğini söylüyor: Saral’nın psişik mekanizması
doğru bir inanç üretti: Bir tür termometre gibi çalışıyor.
Ancak
en azından çoğumuz inananın bakış açısından tamamen mantıksız görünen bir
inancın yine de bilgi olduğu önerisinden rahatsızız.
Elbette
medyum Sarah vakası ile ortaya çıkan sorunu, nedense teoriye olan inancın aynı
zamanda gerekçesi olması gerekliliğini de ekleyerek kolayca çözebilirdik. Ancak
bu Sarah’nın bilen olmasını önlerdi çünkü inandığı şeye inanmak için bir
gerekçesi yok.
Ancak
bilgi olarak nitelenmesi için inancın gerekçesi olması gerekliliği bizi bir
başka zorlukla karşı karşıya bırakır: Gerekçeli gerileme sorunu. Bu gereksinim bilgi
sahibi olma ihtimalini ortadan kaldırıyor gibidir.
Yani
bir bulmacayla karşı karşıyayız. Bir tarafta gerekçeli gerileme; sorunundan
kaçınmalıyız. Ama görünüşe göre bunu sadece bilgi olabilmesi için bir inancın
gerekçeli olması gerekliliğini düşürerek yapabiliyoruz. Ama bu gereksinimi
bırakırsak o zaman medyum Saralı vakası ile ortaya çıkan soruna tosluyoruz:
Tamamen mantıksız bir inanç bilgi olarak kabul edilebilir.
Diğer
bir deyişle kendimizi bir anda iki kırklı yöne çekilirken buluyoruz. Bir tarafta
görünüşe göre gerekçelendirme bilgi için gerekli, öte yandan görünüşe göre bu
olamaz.
Bu
bulmacayı nasıl çözeriz? Kendi fikirleriniz olabilir.
Kaynak: Felsefe Jimnastiği
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder