25 Mayıs 2019 Cumartesi

FELSEFİ SORUNLAR-SENİN DUYGULARIN VAR MI?


SENİN DUYGULARIN VAR MI? YOKSA ZOMBİ MİSİN?
En merak uyandırıcı felsefi bulmacalardan biri de diğer zihinlerle ilgili olandır. Bunların var olduğunu nereden biliyorsunuz? Evet, sizin gibi görünen ve davranan canlı organizmalar tarafından çev­relenmişsiniz. Onlar bile bir zihinleri olduğunu söylüyorlar. Ama var mı? Belki diğer insanlar akılsız zombilerdir: Dışarıdan sizin gibiler ama duyguları, düşünceleri, deneyimleri ve hatta acıları bile yok. İçsel bilinçli bir hayatları olmayan zombiler. Diğer insanların (ben dâhil) zombi olmadıklarını varsaymak için 11e gibi nedenlere sahipsiniz? Belki de düşündüğünüzden daha az.
Sahne: Bir dişçi muayenehanesi. Fin dişçi kolluğunda ağzı doğal pamuk topakları ile dolu, bitkin bir halde uzanmıştır. Saçları dökül­meye başlamış ve gözlüklü bir dişçi Fin’in ağzının arkasındaki bir dolguyu dürtmektedir.
Dişçi: Sağlam  mı? Sağlam mı?
Fin: Aaaaah!
Dişçi: Hayır, sağlam değil. Tamamen düştü.  Çok kötü kalitede bir dolgu. Değiştireceğim. Ağrı hissettiğine inanmasam da sana biraz ağrı kesici vereceğim.
Fin duyduğuna inanamaz.
Dişçi:  Doğru. Acı hissettiğine inanmıyorum. Aslında bir zihnin olduğuna bile inanmıyorum.
Fin şaşkınca bakar.
Dişçi:  Neden mi? Çünkü ben Rasyonel Dişçiyim, işte bu yüzden. Ben o diğer dişçilere benzemem. Ben sadece inanması man­tıklı olanlara inanırım. Ağzını iyice aç bakalım.
Dişçi uzun gümüş rengi bir şırıngayı tepsiden alır ve iğneyi Fin’in ağzının arka tarafındaki yumuşak ete yavaşça zerk eder, Fin'in alnında ter damlaları oluşur ve gözleri korkuyla büyür. Sonunda acı kaybolmaya başlar,
Dişçi:  Tamam, diğer dişçilerin ne diyeceğini biliyorum. Sana, (dalga geçen bir ses tonuyla) “Ama elbette zavallı hasta­nın bir zihni olduğuna inanmakta haklıyım. Diş etlerini bunlardan biriyle dürtüyorum. Ve gözlemliyorum. Terliyor. Kıvranıyor, Çığlık atıyor. Kesinlikle kendim gibi bir başka bilinçli varlıkla uğraştığıma dair yeterli kanıtım var. Hatta bana canının yandığını bile söylüyor,” diyecekler.
Dişçi şırıngayı bırakır ve duygusuzca Fin’e bakar,
Dişçi:  Ben böyle kolay kandırılmam. Bu sözde “kanıtlar” tamamen şüpheli.
Kişiye Özel Zihin
Fin şaşkın halde. İnsan nasıl diğerlerinin zihni olduğuna inanmaz? Normalde böyle bir insanın deli hatta tehlikeli olduğunu düşünürüz. Ama dişçi sadece rasyonel olduğunu iddia ediyor. Fin'e bakıyor.
Dişçi: Şaşırmış görünüyorsun. Açıklamama izin ver. Görüşüm basit. Öncelikle bir başkasının aklında  olanları doğrudan gözlemleyemem. Dış görünüşlerini gözlemleyebilirim ama, tabii varsa, akıllarından geçeni gözlemleyemem. Dene­yimleri, inançları, duyguları, acıları ve diğer şeyler - hepsi gizlidir. Zihin özel bir yerdir, en özel yerdir.
Görünüşe göre dişçi haklı, örneğin bir limondan bir ısırık aldığınızı varsayın. Yoğun ekşi bir tat alırsınız. Doğrudan ve hemen böyle bir deneyim yaşadığınızın kırkına varırsınız. Diğerleri aynı türde bir tadı yaşarken sizin için bunu doğrudan doğrulamak mümkün değildir. Başkalarının zihinlerine girip yaşadıklarını gözlemleyemezsiniz. Diğerlerinin deneyimleri özellikle saklanmıştır.
Dişçi diş matkabını tutar. Fin gergin biçimde onu izler.
Dişçi:  Ah ağzın pamuk topaklarıyla dolu olmasa ne söyleyeceğini tahmin edebiliyorum: “Ama ya beynimin içinde olanları görebilseydin? Oraya fiber optik bir sonda gönderip acı nöronlarımın yandığını görebilseydin? O zaman acı çek­tiğime dair doğrudan bir kanıtın olurdu.” Bunu söylerdin, değil mi?
Fin onaylar.
Dişçi:  Yine yanlış! Yine de doğrudan bir kanıtım olmazdı. Bu tür nöron yanmasının diğer insanlarda bilinçle beraber acı hissine neden olduğunu nasıl bilebilirim? Belki de sadece benim durumumda, beyin aktivitesi zihinsel aktiviteye eşlik ediyordur. İyice aç ağzını.
Kıyasa Dayalı Bir Argüman
Dişçi Fin'in ağzına plastik bir boru sokar ve dişini oymaya
Dişçi:  Şimdi  diğer dişçiler, hepsi bunu itiraf ediyorlar. Sana, (yine
taklit ederek) “Tamam, diğerlerinin zihninde olanlara doğ­rudan erişim sağlayamazsın. Ama bu diğerlerinin bir zihni olmadığına inanman için bir sebebin olmadığı anlamına gelmez. Sebebin var. Davranışları bunu varsayman için sana iyi nedenler sunuyor. Keskin bir şeyle dürtüldüğünde acı hissettiğini kendi durumundan biliyorsun. Ayrıca acı his­settiğinde bağırmaya meyilli olduğunu biliyorsun. Diğer insanları gözlemlerken keskin bir şey batırıldıklarında on­ların da kaçıp bağırdıklarını göreceksin. Bu sana onların da acıyı hissettiklerini varsayman için sağlam nedenler vermez mi?” diyecekler.
Dişçi tarafından özetlenen görüş kıyas görüşü olarak adlandırılır. İlk bakışta bu görüş oldukça mantıklı görünür. Diğer zihinlerin varlı­ğına olan inancımızı doğrulamamız istendiğinde çoğumuz şüphesiz benzer biçimde yanıtlardık. Ancak dişçi kıyasa dayalı argümanda belirgin bir zorluk olduğunun gayet iyi farkında.
Kıyasa Dayalı Argümanla İlgili Bir Sorun
Dişçi:  Daha   geniş aç ağzını. Şimdi elbette bu görüşü anlıyorum. Aptal değilim. Ama korkarım mantık hatalı. Anlıyorsun ya, bu diğer dişçiler yersiz bir genelleme yaptıkları için suçlular.
Fin matkabın sesi yüzünden dişçinin ne söylediğini duy­makta zorlanıyor.
Dişçi: Nedenini açıklamama  izin ver. Diyelim ki bin tane kirazı kesip açtım ve hepsinin ortasında çekirdek buldum. Elbette genellemede haklıyım. Artık tüm kirazların ortasında çe­kirdek olduğuna inanmamı haklı çıkardım. İtiraf etmek gerekir ki hatalı da olabilirim. Ama gözlemlediğim bin kiraz bana elbette ki tüm kirazların çekirdeği olduğuna inanmamı sağlayacak kadar çok neden verdi, inancımı haklı çıkarmaya yetecek kadar neden. Doğru mu?
Fin başıyla onaylar.
Dişçi: Ama şimdi varsayalım ki bin kirazı gözlemlemek yerine sonucu sadece bir kirazın gözlemine dayandırdım. Sadece bir tek kirazın içini gördüm. O halde sonucum çok zayıf olurdu, değil mi? Tek bir kirazım tüm kirazların içinde çekirdek olduğu iddiasına dair hafif bir kanıt sağlardı ama elbette bu genelleme yapmamı haklı çıkarmaya yetmezdi. Çünkü tüm bildiğim bazı kirazların içinde çekirdek olduğu ve bazılarında olmadığı, tıpkı örneğin bazı hayvanların erkek cinsel organlarının olması ve bazılarının olmaması gibi. Bu sıra dışı bir kiraz olabilir, tıpkı içinde inci olan sıra dışı bir istiridye gibi. Genellememi haklı çıkarmak için elbette bir sürü kirazın içine bakmam lazım. Doğru mu?
Fin: Hı hı.
Dişçi: Ama  şimdi diğer    dişçiler üzerine tartışmayı düşün. Bu da sadece bir gözlem üzerine dayanan bir genelleme. Kendi durumumda fark ettim ki, keskin bir şey batırıldığında bağırıyorum ve bu davranışa acı eşlik ediyor. Sonrasında diğerlerine keskin bir şey batırıldığında onların da bağırdıklarını ve bu nedenle acı çekiyor olmaları gerektiği sonucuna varmanı gerekiyor. Değil mi?

Ancak insan bu kadar çürük bir kanıtla diğerlerinin zihni olduğu inancını haklı çıkaramaz. Bu sonuç tek bir I kiraza dayanan sonuçtan kesinlikle daha az şüpheli değildir. Böyle bir dayanakla diğerlerinin zihinleri olduğu sonucunu çıkarmak tamamen yersizdir. Rasyonel Dişçi olarak bu mantıksız sonucu kabul etmiyorum.
Diğer Zihinler Hakkında Şüphecilik
Dişçi haklı gibi görünüyor. Doğrudan diğerlerinin zihinlerinden neler geçtiğini veya zihinleri olup olmadığını gözlemleyemem. Peki diğer zihinlerin var olduğuna dair inancım nasıl açıklanabilir? Görünüşe göre sadece kıyasa dayanan argümanla. Ama kıyasa dayanan argü­man aslında, gözlemlenmiş tek bir vakaya dayanan bir genellemedir. Yani tek bir kiraza dayanan sonuç kadar zayıftır.
Öyleyse zorlanıyor göründüğüm sonuç, benim dışımda diğer zihinlerin var olduğuna dair inancımı haklı çıkaramıyor olmam. Ve kendi zihnim dışında diğer zihinlerin varlığını lıaklı çıkaramıyorsam o halde muhtemelen benimki dışında zihinler olduğunu bildiğim söylenemez çünkü inancımın doğru olduğu varsayımım haklı çıkarmam başka zihinlerin olduğunu bilme koşuluna bağlıdır.
Bu şüpheci bir sonuç: Ne biliyor olabileceğimi düşündüğümü bilmediğimi söylüyor. Bu özel şüphecilik biçiminin -diğer zihinler üzerine şüphecilik- uzun bir tarihi var. Ve elbette birçok şüpheci sonuç gibi oldukça şaşırtıcı çünkü tamamen sağduyu karşıtı.
Yani şüpheci bana paradoksal bir durum bırakıyor. Bir tarafta başka zihinler olduğunu varsaymak için çok az neden var veya hiç yok. Diğerlerinin zihinleri olmayan zombiler olduğunu varsaymak antikli. Öte yandan bu sonuç sezgilere karşı ve bu yüzden şüpheciliğin bir yerlerde yanlış gitmiş olabileceğinden şüpheleniyorum, halde karşılaştığım zorluk, eğer şüphecinin görüşünde bir yanlış varsa onu bulmak.
Düşünce Araçları; Şüpheciliğe Nasıl Yanıt Verilmez
İnsanlar kendilerine bu tür ikna edici görünen görüşler sunul­duğunda genellikle iki hatadan birini yaparlar. İlki, oldukları yerde derinleşir ve dogmatik biçimde elbette . kendi zihinlerinin tek zihin olmadığını bildiklerini ileri sürerler - diğer usların var olduğu “oldukça açıktır.” Ancak bu hiç de Zekice bir yanıt değildir. Elbette diğer zihinlerin var olduğunun kesin olduğunu hissederiz. Ancak şüpheci bir görüş sunuldu­ğunda sadece hislere başvurmak hatadır. Daha önce birçok vakada bize “oldukça açık” görünen şeylerin çoğu yanlış çıktı. Mesela güneşin sabit bir dünya etrafında döndüğü fikri bir zamanlar neredeyse herkes tarafından “oldukça açık” görünüyordu. Ken­dilerine güçlü biçimde aksini destekleyen kanıtlar gösterildikten sonra bile dünyanın sabit olduğunda vahşice ısrar etmeye devam edenlerin ne kadar rahatsız edici biçimde mantıksız olduklarını düşünün. Şüphecinin görüşünü reddetmek daha az rahatsız edici bir mantıksızlık olmayacaktır.
İkinci hata, gücünü hafife aldığı için insanın dert etmeden şüphecinin sonucunu kabul etmesidir. “Evet, evet başka zihinler olduğundan emin olamayacağına katılıyorum, var olduklarını bilmediğimi itiraf ediyorum. Ama yine de var olma ihtimalleri oldukça yüksek, değil mi?” demek çekicidir.
Bu sadece görüşü yanlış anlamaktır. Şüpheci diğer zihinlerin varlığı şüpheli olduğu için varlıklarının bilinemeyeceğini iddia etmiyor. Birinin bir şeyi bildiğini söyleyebilmesi için bütün şüp­helerin giderilmesi gerektiği gibi şüpheli bir varsayıma dayanan bir argüman zayıf bir argüman olurdu. Dişçinin görüşü çok daha kuvvetlidir. Dişçi sadece diğer zihinlerin variığımn şüpheli olduğunu iddia etmez, aynı zamanda aslında var olduklarını varsaymak için hiçbir neden olmadığını veya çok az neden olduğunu iddia eder. Bu, çok azımızın kabul edebileceği çok daha dramatik bir sonuçtur.
Dişçi Rasyonel mi Yoksa Deli mi?
Dişçi yeniden Fin’in üzerine eğiliyor ve antiseptik kokan nefesi Fin’in gözlüklerini buğulandırıyor. Fin’in azı dişinde açtığı deliğe yeni amalgam dolguyu yerleştirmeye başlıyor.
Dişçi: Belki de şunu diyeceksin: “Ama zihin sahibi yokluğuma inan­mıyorsan neden benimle konuşma, anestezi uygulama gibi dertlerle uğraşıyorsun?” Cevabı şu: Çünkü anestezi yaparsam hastalarımın inlemediğini ve kıvranmadığını fark ettim. Bunu davranışı kontrol etmek için kullanıyorum. Onlarla sağladığını gördüm. Hem beni eğlendiriyor da. Fin kaşlarını kaldırır.
Dişçi: Ve elbette bir zihin sahibi olma ihtimalin var. Bunu inkâr etmiyorum. Öyle olduğunu varsaydım. Bu yüzden ne olur ne olmaz diyerek anestezi yaptım. Sonunda, birkaç dakika sonra dolgu bitiyor. Fin ağzından pamuk topakları sarkarken dengesizce öne eğiliyor. Paslanmaz çelik bir tepsiye kanlı parçayı tükürüyor. Artık dişçinin merhametine kalmadığı için Fin aklındakileri özgürce söyleyebiliyor.
Fin:. Aman Tanrım. Sen Rasyonel Dişçi değilsin, sen deli dişçi­sin. Senin gibi diğerlerinin zihin sahibi olduğunu reddeden herkes açıkça hastadır.
Dişçi:  Sık sık bir tür zihinsel hastalık yaşamakla suçlandığım doğru. Ama beni suçlayanlar aptal. Çünkü gerçek şu ki ben sadece rasyonelim. İnanması mantıklı olana inanıyorum. Ve bunda yanlış olan ne?
Fin: Sen delisin!
Dişçi:  Rasyonel olan benken beni delilikle suçlaman ironik, sence de öyle değil mi?
Dişçi garip bir karakter, hatta korkutucu.' Diğerlerinin zihinleri ol­duğuna inanmayı reddeden birisini derinden rahatsız edici bulurduk. Aslında diğer zihinler üzerine şüphecilik bir tür zihinsel hastalık yaratmıyorsa elbette inanması imkânsız bir şeydir. Diğerlerinden böylesi bir kopuş hepinizin bildiği gibi sürekli olarak onların sadece akılsız otomatlar olduğuna dair inancı sürdürmektir ve bu kesinlikle bir tür deliliğin işaretidir.
Ve tüm bunlar için dişçinin görünüşte "deli" şüpheci konumu tabu) edilmesi gereken rasyonel konum olabilir. Belki de “irrasyonel" olanın biz olduğumuz konusunda haklıdır. Diğer zihinlerin varlığına inancı haklı çıkarmayı açıklama yükümlülüğü açıkça bizdedir. Şimdi bu bulmacayı çözme girişiminde iki ünlü girişime ba­ktım. İlki kıyasa dayalı argümanı savunmayı içeriyor, İkincisi ise anlıksaI davranışçılığa başvuruyor.
Kıyasa Dayalı Argümanı Savunmak
Şüpheci görüşe yanıt olarak, tek seferlik bir gözlemden yola çıkarak genelleme yapmamızın bazen haklı olduğunu söyleyebilirsiniz, Varsayalım Karvazuki K1000 müzik setimin nasıl çalıştığını anlamak için onu parçalarına ayırmaya karar verdim, İç mekaniz­malarını inceledim ve her şeyin nasıl çalıştığını gördüm. O halde sonrasında aynı marka ve model tüm müzik setlerinin aynı türde iç mekanizmaları olduğu sonucuna varmam doğru olmaz mıydı? Elbette ki olurdu. Ancak bu tek bir olayın gözlemine dayanan bir genelleme olurdu: Benim müzik setim. Ve bazen tek bir olayın gözlemine dayanarak genelleme yapmamız doğruysa o halde belki de bunu diğer zihinler söz konusu olduğunda da yapmamız doğrudur - sonuçta bu durumda kıyasa dayalı argüman sağlamdır.
görünüşe göre sadece bir tanesini açmış olmam temelinde tüm Karvazuki K1000 müzik setlerinin böyle bir iç mekanizması olduğuna inanmamda haklı gibiyim. Ama haklı olmamın nedeni bu aygıtlar ve iç mekanizmaları ile ilgili dikkate değer bir geçmiş bilgisine sahip olmamdır. Örneğin Karvazuki K1000 müzik setimin kâr amaçlı ola­rak seri üretildiğini biliyorum. Bu tür iç mekanizmaları geliştirmek İçin dikkate değer bir miktarda para ve zaman yatırımının gerekli olduğunu biliyorum. Yani Kaıvazuki Şirketi’nin aynı işi yapan farklı iç mekanizmalar yapmaya zahmet etmesinin oldukça düşük bir ihtimal olduğunu biliyorum. Böylesi bir geçmiş bilgisine sahip olduğum için diğer tüm Karvazuki K1000 müzik setlerinin aynı iç mekanizmaya sahip olduklarına inanmakta haklı oluyorum.
Ancak bu tür geçmiş bilgisinin olmadığı tek gözleme dayanan vakalarda genelleme yapmam mazur gösterilemez, örneğin eğer tümü bildiğim her Karvazuki K1000 müzik seti tek bir üretici tarafından değil de bir yarışmada üzeri “Karvazuki K1000" olarak işaretlenecek kutuların içini dolduracak ve aynı biçimde davranacak -düğmesi çevrilince sesi açılacak, düğmeye basıldığında radyo istasyonu deği­şecek vb,- iç mekanizmayı yapacak 1000 farklı yarışmacı tarafından ■yapılsaydı o halde artık tüm kutuların aynı ıç mekanizmaya sahip olacağına dair varsayımım kesin olmazdı.'
Yani soru şu: Diğer zihinlerin varlığına dair sonucumu haklı Çıkarmak için gerekli geçmiş bilgisine sahip miyim?
Görünüşe göre hayır. Müzik seli örneğinde sonucum seri üretim makinelere ve onların iç mekanizmaları üzerine geçmiş bilgilerime dayanıyordu, Ama diğer zihinler söz konusu olduğunda bu tür bir piçmiş bilgisine sahip görünmüyorum. Çünkü zihnim deneyimlediğim diğer her şeyden oldukça farklıdır. Benim için benim sahip olduğum gibi diğer insanların da bir zihne sahip olması gerektiği sonucuna varmak yabancı bir ülkeye gidip gördüğüm ilk çiçeğin peri içerdiğini keşfetmek ve sonra diğer tüm çiçeklerin de peri vermesi gerektiği sonucuna varmaya çok benzer. İlk çiçeğin içinde keşfettiğim şey öylesine garip ve alışılmadık bir şeydir ki böylesi bir onur kesin değildir.
Görünüşe göre, benimki dışında diğer zihinlerin varlığına dair olan inancımı hâlâ haklı çıkaramıyorum.
Mantıksal Davranışçı Yaklaşım
Bu diğer zihinler bulmacasına farklı bir çözüm, mantıksal davranışçı tarafından önerilen çözüm.
Küp şekerin çözünürlüğünü düşünün. Çözünürlük yapısal bir şekil olarak bilinir - şeker küpünün bu özelliğe sahip olması doğru koşullar altında suya konursa çözüleceği gerçeğini içerir. Gerçekten tanım gereği tüm aygırların erkek olması ve tüm üçgenlerin üç kenarı olması gerektiği gibi, bir şeyin suya konulduğunda çözülen bir yapısı varsa, o şey çözünürdür.
Şimdi bazı filozoflar da zihinsel özelliklerin aynı zamanda ya­pısal özellikler olduğunu söylüyorlar. Gerçekten de bazıları zihinler ve içlerinde olanların, tortu kalmadan, davranışsal özelliklerle ilgili konuşmaya çevrilebileceğini öneriyorlar. Bu mantıklı davranışçının konumudur.
örnek olarak acıyı alalım. Mantıksal davranışçıya göre birisinin acı içinde olduğunu söylemek, fiziksel olarak belirli biçimlerde dav­ranmaya eğilimli olduklarını söylemek gibidir - bağırmak, ürkmek vb. Acı içinde olanların böyle davranmaya eğilimli oldukları tanım gereği doğrudur. Bıı keşfetmemiz gereken bir şey değildir.
Mantıksal davranışçılık tamamen doğru olsaydı, zihinle İlgili iki klasik felsefi sorunu rahatça çözerdi. İlk olarak vücudumuz gibi maddi objelerin nasıl zihinlere sahip olduğunu açıklardı. Bir objenin bir zihne sahip olması için doğru türde davranışsal yapıya sahip olması gerekir. Hepsi bu kadar. Yani fiziksel objeler ve çeşitli fiziksel yapılarının yanı sıra gizemli ve hayalet gibi ekstra “bir şeylere’’ -zi­hinlere- yer açmak zorunda kalmazdık. Yani ünlü davranışçı Gilbert Ryle'ın (1900-76) unutulmaz sözü “makinedeki hayalet" kaybolurdu.
Çözülecek bir diğer klasik muamma da elbette ki burada tar­tıştığımız olurdu: Diğer zihinlerin varlığının açıklama sorunu. Mantıksal davranışçılığa göre diğer zihinler so­rununu böylesine inatçı yapan zihinlerin nasıl olduğuna dair yan­lış fikirler. Zihni kolay anlaşılmayan “makinedeki hayalet" olarak düşünürsek o zaman anında diğer insanlarda gözlemleyebildiğimiz sade dış davranışları olduğu için diğerlerinin içinde “hayaletin" var­lığını nasıl belirlediğimizi açıklama sorunuyla karşılaşırız. Ama Ryle haklıysa, zihin dış davranışın ardında saklanmış garip hayaletimsi “bir şey" değildir. 
Bir şeker küpünün sahip olduğu yapısal özellikleri -çözünürlük gibi- belirlemekle özellikle bir sorun olmadığı gibi benzer biçimde Ryle haklıysa, insanların zihinleri olduğunu kanıtlamanın da özel bir zorluğu yoktur. Sadece nasıl davranmak üzere yapıldıklarını göstermelisiniz ve bu oldukça kolay yapılabilir. Şeker küplerinin çözünür olduğunu varsaymak için sağlam dayanaklarınız olduğu gibi diğerlerinin acıyı hissettiğini varsaymak için de sağlam daya­naklarınız olabilir.
Zombilerin Saldırısı
Mantıksal davranışçı diğer zihinler sorununu çözdü mü? Hayır. Ne yazık ki mantıksal davranışçılık zihin için özellikle makul bir teori değildir. Belki de onunla ilgili en ciddi zorluk zombilerin kavramsal Şaşılığı tarafından ortaya konmuştur.
Filmlerde zombiler ağızlarının suyu akarak ortalıkta dolaşırlar. Benim aklımdaki zombiler ise biraz daha farklı: Davranışları zihin sahibi insanlarla aynı, Onları adlandıracağım gibi felsefi zombiler kusursuz biçimde normal davranıyorlar. Ancak filmlerdeki zombiler gibi felsefi zombilerin de zihinleri yok; onlar sadece etten makineler.
Fiziksel olarak bunun gibi ama sadece felsefi zombilerin yaşadığı bir dünya hayal edin. Bu hayali dünyada sizin bile bir zombi versiyonunuz van Fiziksel olarak aynı sizin gibi ama içi karanlık. Elbette bu zombi dünyasının var olmasının ihtimali yok. Ama (kilit noktası burası) en azından böyle bir dünyanın olasılığım akla uygun utabiliriz.
Erkek olmayan aygırlar içeren bir dünya veya dört kenarı olan üçgen içeren bir dünya olabileceği önerisi çelişkilidir. Bu dünyalar akla uygun gelmez. Çünkü elbette aygırlar tanımsal olarak erkektir p üçgenlerin üç kenarı vardır. Dört kenarlı üçgenler ve erkek olmayan aygırlar dünyası akla uygun gelmezken zombi dünyası akla uygun gelir.
Mantıksal davranışçılık doğru halde bir zombi dünyasının var olabi­leceğini önermek dört kenarlı üçgenler dünyasının var olabileceğini önermek­ten daha akla yatkın olmamalı. Tanım gereği bir üçgenin üç kenarı olduğunun doğru olması gibi, talanca bir davranış­sal yapısı olan canlının da bir zihninin olması gerekir. Zihinleri olmayan a bizimle aynı davranışsal yapıda canlılar olan zombiler tanım gereği denmelidir.
Ama zombilerin tamınla denmedik­lerini gördük. Ve mantıksal davranışçılık yanlışsa o halde diğer zihinler bulmacasını çözmek için kullanılamaz. Bulmaca da öylece kalır.
Çoğumuz Fin’in dişçisinin man­tıksız hatta deli olduğunu söylerdik. Am; bclki de mantıksız olan dişçi değil de bizizdir. Mantıklı bir şekilde benimki dışında zihinlerin var olduğunu sanabilir miydik?
Kaynak: Felsefe Jimnastiği, Stephan Law

1 yorum:

  1. The 8 Best Casinos in 2021 - JDKHub
    Casinos can 천안 출장마사지 easily be used by any player using 강원도 출장마사지 a web browser, or on a desktop or mobile device. 파주 출장샵 You can then 김천 출장안마 use a web browser to 전라북도 출장샵 access the site from

    YanıtlaSil