SENİN DUYGULARIN VAR MI? YOKSA ZOMBİ
MİSİN?
En merak
uyandırıcı felsefi bulmacalardan biri de diğer zihinlerle ilgili olandır.
Bunların var olduğunu nereden biliyorsunuz? Evet, sizin gibi görünen ve davranan
canlı organizmalar tarafından çevrelenmişsiniz. Onlar bile bir zihinleri
olduğunu söylüyorlar. Ama var mı? Belki diğer insanlar akılsız zombilerdir:
Dışarıdan sizin gibiler ama duyguları, düşünceleri, deneyimleri ve hatta
acıları bile yok. İçsel bilinçli bir hayatları olmayan zombiler. Diğer
insanların (ben dâhil) zombi olmadıklarını varsaymak için 11e gibi nedenlere
sahipsiniz? Belki de düşündüğünüzden daha az.
Sahne:
Bir dişçi muayenehanesi. Fin dişçi kolluğunda ağzı doğal pamuk topakları ile dolu,
bitkin bir halde uzanmıştır. Saçları dökülmeye başlamış ve gözlüklü bir dişçi
Fin’in ağzının arkasındaki bir dolguyu dürtmektedir.
Dişçi: Sağlam mı? Sağlam mı?
Fin: Aaaaah!
Dişçi: Hayır, sağlam değil. Tamamen düştü. Çok kötü kalitede bir dolgu.
Değiştireceğim. Ağrı hissettiğine inanmasam da sana biraz ağrı kesici
vereceğim.
Fin duyduğuna
inanamaz.
Dişçi: Doğru. Acı hissettiğine inanmıyorum. Aslında bir
zihnin olduğuna bile inanmıyorum.
Fin şaşkınca
bakar.
Dişçi: Neden mi? Çünkü ben Rasyonel Dişçiyim, işte bu yüzden. Ben o diğer
dişçilere benzemem. Ben sadece inanması mantıklı olanlara inanırım. Ağzını
iyice aç bakalım.
Dişçi uzun gümüş
rengi bir şırıngayı tepsiden alır ve iğneyi Fin’in ağzının arka tarafındaki
yumuşak ete yavaşça zerk eder, Fin'in alnında ter damlaları oluşur ve gözleri
korkuyla büyür. Sonunda acı kaybolmaya başlar,
Dişçi: Tamam, diğer dişçilerin ne diyeceğini biliyorum. Sana, (dalga geçen
bir ses tonuyla) “Ama elbette zavallı hastanın bir
zihni olduğuna inanmakta haklıyım. Diş etlerini bunlardan biriyle dürtüyorum.
Ve gözlemliyorum. Terliyor. Kıvranıyor, Çığlık atıyor. Kesinlikle kendim gibi
bir başka bilinçli varlıkla uğraştığıma dair yeterli kanıtım var. Hatta bana
canının yandığını bile söylüyor,” diyecekler.
Dişçi şırıngayı
bırakır ve duygusuzca Fin’e bakar,
Dişçi: Ben böyle kolay kandırılmam. Bu sözde “kanıtlar” tamamen şüpheli.
Kişiye Özel Zihin
Fin şaşkın
halde. İnsan nasıl diğerlerinin zihni olduğuna inanmaz? Normalde böyle bir
insanın deli hatta tehlikeli olduğunu düşünürüz. Ama dişçi sadece rasyonel
olduğunu iddia ediyor. Fin'e bakıyor.
Dişçi: Şaşırmış görünüyorsun.
Açıklamama izin ver. Görüşüm basit. Öncelikle bir başkasının aklında olanları doğrudan gözlemleyemem. Dış
görünüşlerini gözlemleyebilirim ama, tabii varsa, akıllarından geçeni
gözlemleyemem. Deneyimleri, inançları, duyguları, acıları ve diğer şeyler -
hepsi gizlidir. Zihin özel bir yerdir, en özel yerdir.
Görünüşe göre dişçi
haklı, örneğin bir limondan bir ısırık aldığınızı varsayın. Yoğun ekşi bir tat
alırsınız. Doğrudan ve hemen böyle bir deneyim yaşadığınızın kırkına
varırsınız. Diğerleri aynı türde bir tadı yaşarken sizin için bunu doğrudan
doğrulamak mümkün değildir. Başkalarının zihinlerine girip yaşadıklarını gözlemleyemezsiniz.
Diğerlerinin deneyimleri özellikle saklanmıştır.
Dişçi diş matkabını
tutar. Fin gergin biçimde onu izler.
Dişçi: Ah ağzın pamuk topaklarıyla dolu olmasa ne söyleyeceğini tahmin
edebiliyorum: “Ama ya beynimin içinde olanları görebilseydin? Oraya fiber optik
bir sonda gönderip acı nöronlarımın yandığını görebilseydin? O zaman acı çektiğime
dair doğrudan bir kanıtın olurdu.” Bunu söylerdin, değil mi?
Fin onaylar.
Dişçi: Yine yanlış! Yine de doğrudan bir kanıtım olmazdı.
Bu tür nöron yanmasının diğer insanlarda bilinçle beraber acı hissine neden
olduğunu nasıl bilebilirim? Belki de sadece benim durumumda, beyin aktivitesi
zihinsel aktiviteye eşlik ediyordur. İyice aç ağzını.
Kıyasa Dayalı
Bir Argüman
Dişçi Fin'in ağzına plastik bir boru sokar ve dişini oymaya
Dişçi: Şimdi diğer dişçiler, hepsi
bunu itiraf ediyorlar. Sana, (yine
taklit ederek) “Tamam,
diğerlerinin zihninde olanlara doğrudan erişim sağlayamazsın. Ama bu
diğerlerinin bir zihni olmadığına inanman için bir sebebin olmadığı anlamına
gelmez. Sebebin var. Davranışları bunu varsayman için
sana iyi nedenler sunuyor. Keskin bir şeyle dürtüldüğünde acı hissettiğini
kendi durumundan biliyorsun. Ayrıca acı
hissettiğinde bağırmaya meyilli olduğunu biliyorsun. Diğer insanları
gözlemlerken keskin bir şey batırıldıklarında onların da kaçıp bağırdıklarını
göreceksin. Bu sana onların da acıyı hissettiklerini varsayman için sağlam
nedenler vermez mi?” diyecekler.
Dişçi tarafından
özetlenen görüş kıyas görüşü olarak adlandırılır.
İlk bakışta bu görüş oldukça mantıklı görünür. Diğer zihinlerin varlığına olan
inancımızı doğrulamamız istendiğinde çoğumuz şüphesiz benzer biçimde
yanıtlardık. Ancak dişçi kıyasa dayalı argümanda belirgin bir zorluk olduğunun
gayet iyi farkında.
Kıyasa Dayalı
Argümanla İlgili Bir Sorun
Dişçi: Daha geniş aç ağzını. Şimdi
elbette bu görüşü anlıyorum. Aptal değilim. Ama korkarım mantık hatalı.
Anlıyorsun ya, bu diğer dişçiler yersiz bir genelleme yaptıkları için
suçlular.
Fin matkabın sesi
yüzünden dişçinin ne söylediğini duymakta zorlanıyor.
Dişçi: Nedenini açıklamama izin ver.
Diyelim ki bin tane kirazı kesip açtım ve hepsinin ortasında çekirdek buldum.
Elbette genellemede haklıyım. Artık tüm kirazların ortasında
çekirdek olduğuna inanmamı haklı çıkardım. İtiraf etmek gerekir ki hatalı da
olabilirim. Ama gözlemlediğim bin kiraz bana elbette ki tüm kirazların
çekirdeği olduğuna inanmamı sağlayacak kadar çok neden verdi, inancımı haklı
çıkarmaya yetecek kadar neden. Doğru mu?
Fin başıyla onaylar.
Dişçi: Ama şimdi varsayalım ki bin kirazı
gözlemlemek yerine sonucu sadece bir kirazın gözlemine dayandırdım. Sadece bir
tek kirazın içini gördüm. O halde sonucum çok zayıf olurdu, değil mi? Tek bir
kirazım tüm kirazların içinde çekirdek olduğu iddiasına dair hafif bir kanıt
sağlardı ama elbette bu genelleme yapmamı haklı çıkarmaya yetmezdi. Çünkü tüm
bildiğim bazı kirazların içinde çekirdek olduğu ve bazılarında olmadığı, tıpkı
örneğin bazı hayvanların erkek cinsel organlarının olması ve bazılarının
olmaması gibi. Bu sıra dışı bir kiraz olabilir, tıpkı içinde inci olan sıra
dışı bir istiridye gibi. Genellememi haklı çıkarmak için elbette bir sürü
kirazın içine bakmam lazım. Doğru mu?
Fin: Hı hı.
Dişçi: Ama şimdi diğer dişçiler üzerine tartışmayı düşün. Bu da sadece
bir gözlem üzerine dayanan bir genelleme. Kendi durumumda fark ettim ki, keskin
bir şey batırıldığında bağırıyorum ve bu davranışa acı eşlik ediyor. Sonrasında
diğerlerine keskin bir şey batırıldığında onların da bağırdıklarını ve bu
nedenle acı çekiyor olmaları gerektiği sonucuna varmanı gerekiyor. Değil mi?
Ancak insan bu kadar
çürük bir kanıtla diğerlerinin zihni olduğu
inancını haklı çıkaramaz. Bu sonuç tek bir I kiraza dayanan sonuçtan kesinlikle
daha az şüpheli değildir. Böyle bir dayanakla diğerlerinin zihinleri olduğu
sonucunu çıkarmak tamamen yersizdir. Rasyonel Dişçi olarak bu mantıksız sonucu
kabul etmiyorum.
Diğer Zihinler Hakkında Şüphecilik
Dişçi haklı gibi
görünüyor. Doğrudan diğerlerinin zihinlerinden neler geçtiğini veya zihinleri
olup olmadığını gözlemleyemem. Peki diğer zihinlerin var olduğuna dair inancım
nasıl açıklanabilir? Görünüşe göre sadece kıyasa dayanan argümanla. Ama kıyasa
dayanan argüman aslında, gözlemlenmiş tek bir vakaya dayanan bir genellemedir.
Yani tek bir kiraza dayanan sonuç kadar zayıftır.
Öyleyse
zorlanıyor göründüğüm sonuç, benim dışımda diğer zihinlerin var olduğuna dair
inancımı haklı çıkaramıyor olmam. Ve kendi zihnim dışında diğer zihinlerin
varlığını lıaklı çıkaramıyorsam o halde muhtemelen benimki dışında zihinler
olduğunu bildiğim söylenemez çünkü inancımın doğru olduğu varsayımım haklı
çıkarmam başka zihinlerin olduğunu bilme koşuluna bağlıdır.
Bu
şüpheci bir sonuç: Ne biliyor
olabileceğimi düşündüğümü bilmediğimi söylüyor. Bu özel şüphecilik biçiminin
-diğer zihinler üzerine şüphecilik- uzun bir tarihi var. Ve elbette birçok
şüpheci sonuç gibi oldukça şaşırtıcı çünkü tamamen sağduyu karşıtı.
Yani
şüpheci bana paradoksal bir durum bırakıyor. Bir tarafta başka zihinler
olduğunu varsaymak için çok az neden var veya hiç yok. Diğerlerinin zihinleri
olmayan zombiler olduğunu varsaymak antikli. Öte yandan bu sonuç sezgilere
karşı ve bu yüzden şüpheciliğin bir yerlerde yanlış gitmiş olabileceğinden şüpheleniyorum,
halde karşılaştığım zorluk, eğer şüphecinin görüşünde bir yanlış varsa onu
bulmak.
Düşünce Araçları;
Şüpheciliğe Nasıl Yanıt Verilmez
İnsanlar kendilerine bu tür ikna edici görünen görüşler sunulduğunda genellikle iki hatadan birini yaparlar. İlki, oldukları yerde derinleşir ve dogmatik biçimde elbette . kendi zihinlerinin tek zihin olmadığını bildiklerini ileri sürerler - diğer usların var olduğu “oldukça açıktır.” Ancak bu hiç de Zekice bir yanıt değildir. Elbette diğer zihinlerin var olduğunun kesin olduğunu hissederiz. Ancak şüpheci bir görüş sunulduğunda sadece hislere başvurmak hatadır. Daha önce birçok vakada bize “oldukça açık” görünen şeylerin çoğu yanlış çıktı. Mesela güneşin sabit bir dünya etrafında döndüğü fikri bir zamanlar neredeyse herkes tarafından “oldukça açık” görünüyordu. Kendilerine güçlü biçimde aksini destekleyen kanıtlar gösterildikten sonra bile dünyanın sabit olduğunda vahşice ısrar etmeye devam edenlerin ne kadar rahatsız edici biçimde mantıksız olduklarını düşünün. Şüphecinin görüşünü reddetmek daha az rahatsız edici bir mantıksızlık olmayacaktır.
İnsanlar kendilerine bu tür ikna edici görünen görüşler sunulduğunda genellikle iki hatadan birini yaparlar. İlki, oldukları yerde derinleşir ve dogmatik biçimde elbette . kendi zihinlerinin tek zihin olmadığını bildiklerini ileri sürerler - diğer usların var olduğu “oldukça açıktır.” Ancak bu hiç de Zekice bir yanıt değildir. Elbette diğer zihinlerin var olduğunun kesin olduğunu hissederiz. Ancak şüpheci bir görüş sunulduğunda sadece hislere başvurmak hatadır. Daha önce birçok vakada bize “oldukça açık” görünen şeylerin çoğu yanlış çıktı. Mesela güneşin sabit bir dünya etrafında döndüğü fikri bir zamanlar neredeyse herkes tarafından “oldukça açık” görünüyordu. Kendilerine güçlü biçimde aksini destekleyen kanıtlar gösterildikten sonra bile dünyanın sabit olduğunda vahşice ısrar etmeye devam edenlerin ne kadar rahatsız edici biçimde mantıksız olduklarını düşünün. Şüphecinin görüşünü reddetmek daha az rahatsız edici bir mantıksızlık olmayacaktır.
İkinci
hata, gücünü hafife aldığı için insanın dert etmeden şüphecinin sonucunu kabul
etmesidir. “Evet, evet başka zihinler olduğundan emin olamayacağına
katılıyorum, var olduklarını bilmediğimi itiraf ediyorum. Ama
yine de var olma ihtimalleri oldukça yüksek, değil mi?”
demek çekicidir.
Bu
sadece görüşü yanlış anlamaktır. Şüpheci diğer zihinlerin varlığı şüpheli
olduğu için varlıklarının bilinemeyeceğini iddia etmiyor. Birinin bir şeyi
bildiğini söyleyebilmesi için bütün şüphelerin giderilmesi gerektiği gibi
şüpheli bir varsayıma dayanan bir argüman zayıf bir argüman olurdu. Dişçinin
görüşü çok daha kuvvetlidir. Dişçi sadece diğer zihinlerin variığımn şüpheli
olduğunu iddia etmez, aynı zamanda aslında var olduklarını varsaymak için
hiçbir neden olmadığını veya çok az neden olduğunu iddia eder. Bu, çok azımızın
kabul edebileceği çok daha dramatik bir sonuçtur.
Dişçi Rasyonel mi Yoksa
Deli mi?
Dişçi yeniden Fin’in
üzerine eğiliyor ve antiseptik kokan nefesi Fin’in gözlüklerini buğulandırıyor.
Fin’in azı dişinde açtığı deliğe yeni amalgam dolguyu yerleştirmeye başlıyor.
Dişçi: Belki de şunu diyeceksin: “Ama zihin sahibi yokluğuma
inanmıyorsan neden benimle konuşma, anestezi uygulama gibi dertlerle
uğraşıyorsun?” Cevabı şu: Çünkü anestezi yaparsam hastalarımın inlemediğini ve
kıvranmadığını fark ettim. Bunu davranışı kontrol etmek için kullanıyorum.
Onlarla sağladığını gördüm. Hem beni eğlendiriyor da. Fin kaşlarını kaldırır.
Dişçi: Ve elbette bir zihin
sahibi olma ihtimalin var. Bunu inkâr etmiyorum. Öyle olduğunu varsaydım. Bu
yüzden ne
olur ne olmaz
diyerek anestezi yaptım. Sonunda, birkaç dakika sonra dolgu bitiyor. Fin
ağzından pamuk topakları sarkarken dengesizce öne eğiliyor. Paslanmaz çelik bir
tepsiye kanlı parçayı tükürüyor. Artık dişçinin merhametine kalmadığı için Fin
aklındakileri özgürce söyleyebiliyor.
Fin:. Aman Tanrım. Sen
Rasyonel Dişçi değilsin, sen deli dişçisin. Senin gibi diğerlerinin
zihin sahibi olduğunu reddeden herkes açıkça hastadır.
Dişçi: Sık sık bir tür zihinsel hastalık yaşamakla suçlandığım doğru. Ama
beni suçlayanlar aptal. Çünkü gerçek şu ki ben sadece rasyonelim. İnanması
mantıklı olana inanıyorum. Ve bunda yanlış olan ne?
Fin: Sen delisin!
Dişçi: Rasyonel olan benken beni delilikle suçlaman ironik, sence de öyle
değil mi?
Dişçi garip bir
karakter, hatta korkutucu.' Diğerlerinin zihinleri olduğuna inanmayı reddeden
birisini derinden rahatsız edici bulurduk. Aslında diğer zihinler üzerine
şüphecilik bir tür zihinsel hastalık yaratmıyorsa elbette inanması imkânsız bir
şeydir. Diğerlerinden böylesi bir kopuş hepinizin bildiği gibi sürekli olarak
onların sadece akılsız otomatlar olduğuna dair inancı sürdürmektir ve bu
kesinlikle bir tür deliliğin işaretidir.
Ve
tüm bunlar için dişçinin görünüşte "deli" şüpheci konumu tabu)
edilmesi gereken rasyonel konum olabilir. Belki de “irrasyonel" olanın biz
olduğumuz konusunda haklıdır. Diğer zihinlerin varlığına inancı haklı çıkarmayı
açıklama yükümlülüğü açıkça bizdedir. Şimdi bu bulmacayı çözme girişiminde iki
ünlü girişime baktım. İlki kıyasa dayalı argümanı savunmayı içeriyor, İkincisi
ise anlıksaI
davranışçılığa
başvuruyor.
Kıyasa Dayalı Argümanı Savunmak
Şüpheci görüşe yanıt
olarak, tek seferlik bir gözlemden yola çıkarak genelleme yapmamızın bazen haklı olduğunu söyleyebilirsiniz,
Varsayalım Karvazuki K1000 müzik setimin nasıl çalıştığını anlamak için onu
parçalarına ayırmaya karar verdim, İç mekanizmalarını inceledim ve her şeyin
nasıl çalıştığını gördüm. O halde sonrasında aynı marka ve model tüm müzik
setlerinin aynı türde iç mekanizmaları olduğu sonucuna varmam doğru olmaz
mıydı? Elbette ki olurdu. Ancak bu tek bir olayın gözlemine
dayanan bir genelleme olurdu: Benim müzik setim. Ve bazen tek bir
olayın gözlemine dayanarak genelleme yapmamız doğruysa o halde belki de bunu
diğer zihinler söz konusu olduğunda da yapmamız doğrudur - sonuçta bu durumda
kıyasa dayalı argüman sağlamdır.
görünüşe göre sadece
bir tanesini açmış olmam temelinde tüm Karvazuki K1000 müzik setlerinin böyle
bir iç mekanizması olduğuna inanmamda haklı gibiyim. Ama haklı olmamın nedeni
bu aygıtlar ve iç mekanizmaları ile ilgili dikkate değer bir geçmiş bilgisine sahip olmamdır.
Örneğin Karvazuki K1000 müzik setimin kâr amaçlı olarak seri üretildiğini
biliyorum. Bu tür iç mekanizmaları geliştirmek İçin dikkate değer bir miktarda
para ve zaman yatırımının gerekli olduğunu biliyorum. Yani Kaıvazuki Şirketi’nin
aynı işi yapan farklı iç mekanizmalar yapmaya zahmet etmesinin oldukça düşük
bir ihtimal olduğunu biliyorum. Böylesi bir geçmiş bilgisine sahip olduğum için
diğer tüm Karvazuki K1000 müzik setlerinin aynı iç mekanizmaya sahip
olduklarına inanmakta haklı oluyorum.
Ancak
bu
tür geçmiş bilgisinin olmadığı tek gözleme dayanan vakalarda genelleme yapmam
mazur gösterilemez,
örneğin eğer tümü bildiğim her Karvazuki K1000 müzik seti tek bir üretici tarafından değil de
bir yarışmada üzeri “Karvazuki K1000" olarak işaretlenecek kutuların içini
dolduracak ve aynı biçimde davranacak -düğmesi çevrilince sesi açılacak,
düğmeye basıldığında radyo istasyonu değişecek vb,- iç mekanizmayı yapacak
1000 farklı yarışmacı tarafından ■yapılsaydı o halde artık tüm kutuların aynı
ıç mekanizmaya sahip olacağına dair varsayımım kesin olmazdı.'
Yani
soru şu: Diğer zihinlerin varlığına dair sonucumu haklı Çıkarmak için gerekli
geçmiş bilgisine sahip miyim?
Görünüşe
göre hayır. Müzik seli örneğinde sonucum seri üretim makinelere ve onların iç
mekanizmaları üzerine geçmiş bilgilerime dayanıyordu, Ama diğer zihinler söz
konusu olduğunda bu tür bir piçmiş bilgisine sahip görünmüyorum. Çünkü zihnim deneyimlediğim
diğer her şeyden oldukça farklıdır. Benim için benim sahip olduğum gibi diğer
insanların da bir zihne sahip olması gerektiği sonucuna varmak yabancı bir
ülkeye gidip gördüğüm ilk çiçeğin peri içerdiğini keşfetmek ve sonra diğer tüm
çiçeklerin de peri vermesi gerektiği sonucuna varmaya çok benzer. İlk çiçeğin
içinde keşfettiğim şey öylesine garip ve alışılmadık bir şeydir ki böylesi bir
onur kesin değildir.
Görünüşe
göre, benimki dışında diğer zihinlerin varlığına dair olan inancımı hâlâ haklı
çıkaramıyorum.
Mantıksal Davranışçı Yaklaşım
Bu
diğer zihinler bulmacasına farklı bir çözüm, mantıksal
davranışçı tarafından
önerilen çözüm.
Küp
şekerin çözünürlüğünü düşünün. Çözünürlük yapısal bir şekil olarak bilinir - şeker
küpünün bu özelliğe sahip olması doğru koşullar altında suya konursa çözüleceği
gerçeğini içerir. Gerçekten tanım gereği tüm aygırların erkek olması ve tüm
üçgenlerin üç kenarı olması gerektiği gibi, bir şeyin suya konulduğunda çözülen
bir yapısı varsa, o şey çözünürdür.
Şimdi
bazı filozoflar da zihinsel özelliklerin aynı zamanda yapısal özellikler
olduğunu söylüyorlar. Gerçekten de bazıları zihinler ve içlerinde olanların,
tortu kalmadan, davranışsal özelliklerle ilgili konuşmaya çevrilebileceğini
öneriyorlar. Bu mantıklı davranışçının konumudur.
örnek
olarak acıyı alalım. Mantıksal davranışçıya göre birisinin acı içinde olduğunu
söylemek, fiziksel olarak belirli biçimlerde davranmaya eğilimli olduklarını söylemek
gibidir - bağırmak, ürkmek vb. Acı içinde olanların böyle davranmaya eğilimli
oldukları tanım gereği doğrudur. Bıı keşfetmemiz gereken bir şey
değildir.
Mantıksal
davranışçılık tamamen doğru olsaydı, zihinle İlgili iki klasik felsefi sorunu
rahatça çözerdi. İlk olarak vücudumuz gibi maddi objelerin nasıl zihinlere
sahip olduğunu açıklardı. Bir objenin bir zihne sahip olması için doğru türde
davranışsal yapıya sahip olması gerekir. Hepsi bu kadar. Yani fiziksel objeler
ve çeşitli fiziksel yapılarının yanı sıra gizemli ve hayalet gibi ekstra “bir
şeylere’’ -zihinlere- yer açmak zorunda kalmazdık. Yani ünlü davranışçı Gilbert
Ryle'ın (1900-76) unutulmaz sözü “makinedeki hayalet" kaybolurdu.
Çözülecek bir diğer klasik muamma da
elbette ki burada tartıştığımız olurdu: Diğer zihinlerin varlığının açıklama
sorunu. Mantıksal davranışçılığa göre diğer zihinler sorununu böylesine inatçı
yapan zihinlerin nasıl olduğuna dair yanlış fikirler. Zihni kolay anlaşılmayan
“makinedeki hayalet" olarak düşünürsek o zaman anında diğer insanlarda
gözlemleyebildiğimiz sade dış davranışları olduğu için diğerlerinin içinde
“hayaletin" varlığını nasıl belirlediğimizi açıklama sorunuyla
karşılaşırız. Ama Ryle haklıysa, zihin dış davranışın ardında
saklanmış
garip hayaletimsi “bir şey" değildir.
Bir
şeker küpünün sahip olduğu yapısal özellikleri -çözünürlük gibi- belirlemekle
özellikle bir sorun olmadığı gibi benzer biçimde Ryle haklıysa, insanların
zihinleri olduğunu kanıtlamanın da özel bir zorluğu yoktur. Sadece nasıl
davranmak üzere yapıldıklarını göstermelisiniz ve bu oldukça kolay yapılabilir.
Şeker küplerinin çözünür olduğunu varsaymak için sağlam dayanaklarınız olduğu
gibi diğerlerinin acıyı hissettiğini varsaymak için de sağlam dayanaklarınız
olabilir.
Zombilerin Saldırısı
Mantıksal davranışçı
diğer zihinler sorununu çözdü mü? Hayır. Ne yazık ki mantıksal davranışçılık
zihin için özellikle makul bir teori değildir. Belki de onunla ilgili en ciddi
zorluk zombilerin
kavramsal Şaşılığı
tarafından ortaya konmuştur.
Filmlerde
zombiler ağızlarının suyu akarak ortalıkta dolaşırlar. Benim aklımdaki zombiler
ise biraz daha farklı: Davranışları zihin sahibi insanlarla aynı, Onları
adlandıracağım gibi felsefi zombiler kusursuz biçimde normal davranıyorlar.
Ancak filmlerdeki zombiler gibi felsefi zombilerin de zihinleri yok; onlar
sadece etten makineler.
Fiziksel
olarak bunun gibi ama sadece felsefi zombilerin yaşadığı bir dünya hayal
edin. Bu hayali dünyada sizin bile bir zombi versiyonunuz van Fiziksel olarak
aynı sizin gibi ama içi karanlık. Elbette bu zombi dünyasının var olmasının
ihtimali yok. Ama (kilit noktası burası) en azından böyle bir dünyanın
olasılığım akla uygun utabiliriz.
Erkek olmayan aygırlar
içeren bir dünya veya dört kenarı olan üçgen içeren bir dünya olabileceği
önerisi çelişkilidir. Bu dünyalar akla uygun gelmez. Çünkü elbette aygırlar
tanımsal olarak erkektir p üçgenlerin üç kenarı vardır. Dört kenarlı üçgenler
ve erkek olmayan aygırlar dünyası akla uygun gelmezken zombi dünyası akla uygun
gelir.
Mantıksal
davranışçılık doğru halde bir zombi dünyasının var olabileceğini önermek dört
kenarlı üçgenler dünyasının var olabileceğini önermekten daha akla yatkın
olmamalı. Tanım gereği bir üçgenin üç kenarı olduğunun doğru olması gibi,
talanca bir davranışsal yapısı olan canlının da bir zihninin olması gerekir.
Zihinleri olmayan a bizimle aynı davranışsal yapıda canlılar olan zombiler
tanım gereği denmelidir.
Ama
zombilerin tamınla denmediklerini gördük. Ve mantıksal
davranışçılık yanlışsa o halde diğer zihinler bulmacasını çözmek için kullanılamaz.
Bulmaca da öylece kalır.
Çoğumuz Fin’in
dişçisinin mantıksız hatta deli olduğunu söylerdik. Am; bclki de mantıksız
olan dişçi değil de bizizdir. Mantıklı bir şekilde benimki dışında zihinlerin
var olduğunu sanabilir miydik?
Kaynak: Felsefe Jimnastiği, Stephan Law
The 8 Best Casinos in 2021 - JDKHub
YanıtlaSilCasinos can 천안 출장마사지 easily be used by any player using 강원도 출장마사지 a web browser, or on a desktop or mobile device. 파주 출장샵 You can then 김천 출장안마 use a web browser to 전라북도 출장샵 access the site from